- 17:00Yapay zeka: Fas'taki proje yöneticileri için bir fırsat ve bir zorluk
- 16:00OpenAI, yapay zekanın avantajlarını Samsung cihazlarına taşımayı hedefliyor
- 15:00Kıtasal ve uluslararası spor etkinlikleri Fas'ın uluslararası sahnedeki varlığını güçlendiriyor
- 14:00Marjan Group, mağaza ağını genişletmek ve geleneksel mağazalarla rekabet edebilmek için “Marjan City” projesini başlattı
- 13:00Amazon, yapay zeka şirketi Anthropic'e 4 milyar dolar enjekte etti
- 12:002024 seçimleri Elon Musk'un servetini rekor seviyelere taşıdı
- 11:20Küresel çikolata ihracatında Avrupa'nın hakimiyeti
- 10:30“İlerlemeyi Yeniden Keşfetmek: İnsani Gelişme Endeksi yarının zorluklarıyla karşı karşıya”
- 09:15Zengin ülkeler iklim finansmanını 2035 yılına kadar yılda 300 milyar dolara çıkarmayı kabul ediyor
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Sürdürülebilir Türk-Yunan ilişkilerinin yolu
Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis'in 13 Mayıs'ta Türkiye'ye yaptığı ziyaret, Yunanistan-Türkiye ilişkilerinde temkinli iyimserliğin devam etmesine neden oldu .
Her iki tarafta da uzun süredir devam eden sorunların hızla çözülebileceğine dair güçlü bir inanç yok. Bu duygu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Miçotakis arasındaki Ankara zirvesinin ardından düzenlenen ve ikili sorunların çözümüne yönelik bir yol haritasının açıklanmadığı basın toplantısında da açıkça görüldü. Miçotakis'in ziyareti, Erdoğan'ın Aralık 2023'te tarihi anlaşmalara imza attığı Yunanistan gezisinin ardından geldi. Dolayısıyla Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin mevcut durumu, normalleşme süreci derinleşirken anlaşmazlıkların kabul edilmesiyle şekilleniyor gibi görünüyor.
Bu noktada ikili ilişkilerde birçok önemli konu öne çıkıyor. Her şeyden önce normalleşme sürecini sürdürülebilir kılma yönündeki siyasi hedef ve iradedir. Türk-Yunan ilişkilerinin tarihi seyri, tamamen sürdürülebilir bir model oluşturmanın her zaman kolay olmadığını gösteriyor. Son yıllarda etkileşimlerinde birçok iniş ve çıkış yaşandı. Ancak Erdoğan'ın Atina ziyareti sırasında imzalanan anlaşmalar ve bu anlaşmalara dayalı yeni süreçler, iki ülke arasındaki stratejik diyaloğun önemini ortaya koyuyor.