- 16:452025'te güvenli liman: Ekonomik belirsizliklere rağmen altın yükselişini sürdürüyor
- 16:16Fas, Fransa'daki Uluslararası Tarım Fuarı'nın ilk kez onur konuğu oldu
- 16:00Brezilya radyo programı Fas'ın parlamento deneyimini ve zengin kültürel mirasını vurguluyor
- 15:30Bourita, büyükelçileri yurtdışından yatırım çekmek için "ekonomik diplomatlar" olmaya çağırdı
- 15:18Guatemala, Fas'ın toprak bütünlüğüne desteğini yeniledi, özerklik önerisini övdü
- 15:05Trump'ın dönüşü: Fas pil sektöründeki Çin yatırımları için belirsizlikler
- 14:35Cleanzy, temizlik sektöründe en yenilikçi marka ödülünü kazandı
- 14:11Abu Dabi, Dünyanın En Büyük Metanol Tesislerinden Birini İnşa Etme Yolunda Önemli Bir Adım Attı
- 13:48Raporlar: Çin-ABD ticaret savaşı Fas'a taşınıyor
Facebook’ta Bizi Takip Edin
2025'te güvenli liman: Ekonomik belirsizliklere rağmen altın yükselişini sürdürüyor
Altının fiyatı, bir önceki yılda yakaladığı yükselişi sürdürerek 2025 yılında yeni zirvelere ulaştı. Enflasyon korkuları ve yatırımcıların büyük teknoloji hisselerinden kaçışıyla körüklenen bu yükseliş hareketi, ons başına 3.000 dolar eşiğine yakında ulaşılıp ulaşılamayacağı sorusunu gündeme getiriyor.
Ekim 2024'e gelindiğinde altının ons fiyatı 2.790 dolar ile rekor seviyeye ulaşmıştı ve bu seviyeye 30 Ocak'ta tekrar ulaşılmıştı. Değerli metal bugün itibarıyla bu eşik seviyesinin hemen altında, ons başına 2.789 doların üzerinde işlem görüyor. Dünya Altın Konseyi'ne göre bu durum, üçüncü çeyrekte ilk kez 100 milyar doları aşan talep artışıyla açıklanıyor. Altının fiyatı son beş yılda yaklaşık yüzde 80 arttı. Bu artış, yatırımcıların bu güvenli limana olan ilgisinin arttığını gösteriyor.
Bu eğilimin merkezinde ekonomik ve jeopolitik belirsizlikler yer alıyor. Donald Trump'ın Beyaz Saray'a geri dönmesi, özellikle korumacı eğilimleri nedeniyle kalıcı enflasyon korkularını yeniden canlandırdı. ABD Merkez Bankası (Fed) faiz indirimi döngüsünü sonlandırırken, İngiltere Merkez Bankası'nın Şubat ayında para politikasını daha da gevşetmesi bekleniyor. Bu çelişkili sinyaller karşısında altın, alım gücündeki kayba karşı bir koruma aracı olarak görülen tercih edilen bir yatırım aracı olmaya devam ediyor.
Merkez bankalarının müdahalesi de önemli rol oynuyor. Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye, rezervlerini çeşitlendirmek ve dolardaki olası değer kaybına karşı kendilerini korumak amacıyla son aylarda altın alımlarını artırdı. Bu olgu, yeşil para cinsinden varlıklara olan güvenin artmasıyla belirginleşen daha geniş bir de-dolarizasyon eğiliminin bir parçasıdır. Bu bağlamda altın, kredi risklerinden ve finansal krizlerden korunan önemli bir değer rezervi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Jeopolitik gerginlikler de fiyatlardaki artışa katkıda bulunuyor. Ortadoğu ve Ukrayna'daki çatışmalar, güvenli limanlara zemin hazırlayan bir belirsizlik iklimi yaratıyor. Altın, bu sayede güvenli varlık statüsünden yararlanarak, piyasa dalgalanmaları karşısında istikrar arayışında olan sermaye akımlarını kendine çekiyor.
Yeni teknolojilerin altın piyasasına olan etkisi göz ardı edilemez. 27 Ocak'ta teknoloji sektörü şoke eden bir duyuruyla sarsıldı: Çinli yapay zeka girişimi DeepSeek, pahalı ve son teknoloji grafik işlemcilere başvurmadan, mütevazı bir bütçeyle OpenAI'yi geride bıraktığını iddia etti. Bu açıklama piyasalarda şok etkisi yarattı ve birçok yatırımcının altın gibi daha güvenli yatırımlara yönelmesine neden oldu.
Görünüm belirsizliğini koruyor ancak uzmanlar daha fazla büyüme potansiyeli konusunda hemfikir. Düşük faiz oranları, zayıf dolar ve güçlü merkez bankası talebinin birleşimi devam ederse, altın yıl sonundan önce ons başına 3.000 doları aşabilir. Goldman Sachs, bu eşiğin 2025 yılında aşılacağını öngörürken, bazı analistler ons başına 3.300 dolarlık bir fiyat öngörüyor.
Yatırımcılar için bu patlayan pazara giriş yapmak için çeşitli seçenekler mevcut. Klasik bir çözüm, doğrudan fiziksel altını külçe veya madeni para şeklinde satın almaktır. Diğerleri ise özel borsa yatırım fonları (ETF'ler) gibi sarı metale dayalı finansal ürünleri tercih ediyor. Son olarak madencilik şirketlerine yatırım yapmak, portföyünüzü çeşitlendirirken fiyat artışlarından yararlanmanızı sağlar.
Ancak yine de dikkatli olmak gerekiyor. Altının kriz zamanlarında parladığı doğrudur ancak tarihsel gelişimi aynı zamanda uzun süreli durgunluk dönemleri de göstermektedir. 1970'lerdeki yükselişinin ardından rekor seviyelere geri dönmesi yirmi yıldan fazla sürdü. Mevcut trendden faydalanmak ve riskleri sınırlamak için portföyün %10'unu geçmeyecek şekilde dengeli bir yaklaşımın akıllıca bir strateji olduğu görülüyor.
Yorumlar (0)