-
16:15
-
15:30
-
14:44
-
14:00
-
13:15
-
12:00
-
11:15
-
10:48
-
10:30
-
09:45
-
09:00
-
08:15
Facebook’ta Bizi Takip Edin
2025'te Dünyanın En Borçlu Ülkeleri: Baskı Altındaki Ekonomik Manzara
Kamu borcu yükü, 2025 yılında birçok ekonomi üzerinde ağır bir yük oluşturmaya devam ediyor ve gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ekonomiler ve krizlerden zayıflamış ülkeler arasında çarpıcı tezatlar ortaya koyuyor. Focus Economics'in tahminlerine göre, bu yıl on ülkenin dünyadaki en yüksek borç/GSYİH oranlarına sahip olması bekleniyor. Bu oran, hükümetlerin finansal sürdürülebilirliğini ölçmek için önemli bir gösterge.
Japonya, GSYİH'nin %242'si gibi rekor bir oranla en çarpıcı örnek olmaya devam ediyor. On yıllardır uygulanan teşvik politikalarının, yaşlanan nüfusun ve sosyal harcamalara artan bağımlılığın doğrudan bir sonucu olan bu muazzam borç, büyük ölçüde yerel alacaklılar tarafından üstleniliyor ve bu da acil riskleri azaltıyor. Ancak, faiz oranlarında beklenen artış yapısal bir tehdit oluşturuyor.
Singapur, %173 ile özel bir durum: yüksek ancak kontrollü borç, finans piyasasını canlandırmayı ve ulusal tasarruf sistemini desteklemeyi amaçlayan proaktif bir stratejinin sonucu. Bu borç, kırılganlığın bir göstergesi olmaktan çok uzak, dünyanın en sağlam mali yönetimlerinden bazılarını yansıtıyor.
Afrika'da Eritre, tahmini borç/GSYİH oranı %210 ile en çok riske maruz kalan ülkeler arasında yer alıyor. Askeri çatışmalar, aşırı merkezileşmiş bir ekonomi, uluslararası izolasyon ve zayıf özel sektör, kalkınmayı önemli ölçüde engelleyen bir borç yükü yaratıyor.
Avrupa'da Yunanistan yavaş toparlanmaya devam ediyor: Borcu %149 seviyesinde kalsa da, reformlar ve sürdürülebilir toparlanma, aşağı yönlü bir gidişatı destekliyor. Bu arada İtalya, kronik ekonomik durgunluğun ve sosyal harcamaların yükünün bir yansıması olarak tahmini %138'lik borç/GSYİH oranıyla mücadele etmeye devam ediyor.
Orta Doğu'da Sudan'ın durumu, %128'lik borç/GSYİH oranıyla endişe verici olmaya devam ediyor. İç çatışmalar, 2011 bölünmesinin ardından yaşanan ekonomik çöküş ve devam eden siyasi kriz, ülkeyi geri döndürülmesi zor bir borç sarmalına hapsediyor. Borcu %131'e ulaşabilecek Bahreyn, petrol dalgalanmasının ve kamu maliyesindeki yapısal açığın bedelini ödüyor.
Maldivler ise turizm bağımlılığının getirdiği riskleri gözler önüne seriyor: iddialı altyapı projeleri, Covid-19 şoku ve yüksek yeniden finansman maliyetleri, Hindistan gibi uluslararası ortakların ekonomik desteğine rağmen borcu GSYİH'nin %125'ine çıkardı.
Büyük güçler arasında ABD, %124'lük bir orana yaklaşıyor. Art arda gelen vergi indirimleri, artan sosyal harcamalar ve krizlere verilen yoğun tepkiler sayesinde, dünyanın en büyük ekonomisi, doların dünya rezerv para birimi olarak stratejik avantajına rağmen borcunu artırmaya devam ediyor.
Son olarak, Fransa'nın borç/GSYİH oranının 2025 yılına kadar %116'ya ulaşması bekleniyor. Kırk yıllık neredeyse kalıcı bütçe açıkları, maliyetli bir sosyal refah sistemi ve ılımlı büyümeyle birleşince, yeni yönetimin kemer sıkma politikalarına bağlılığına rağmen artmaya devam eden bir borç yükü ortaya çıktı.
Bu rakamlar endişe verici bir küresel eğilimi ortaya koyuyor: Art arda gelen krizler ve giderek azalan bütçe kaynaklarıyla körüklenen kamu finansmanına artan bağımlılık. Bu durum, önümüzdeki yıllarda uluslararası ekonomik istikrar için büyük bir zorluk teşkil ediyor.