Harris, İsrail'in kendini savunma hakkını teyit ediyor ancak Gazze durumunu 'yürek parçalayıcı' olarak nitelendiriyor

Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Perşembe gecesi yaptığı kongre konuşmasında devam eden İsrail-Gazze çatışmasına değindi ve İsrail'in kendini savunma hakkını desteklemekle şiddetten etkilenen Filistinli sivillere karşı empatiyi dikkatlice dengeledi. Sözleri, Filistin yanlısı aktivistlerin eleştirilerine maruz kalan Başkan Joe Biden'ın pozisyonunu yansıtıyordu.

Kongre boyunca Gazze çatışması, Filistin yanlısı protestocuların her gece mekanın dışında gösteri yapmasıyla bir çekişme noktası oldu. İçeride, Biden'ın İsrail konusundaki duruşuna karşı protesto olarak "taahhütte bulunmayan" delegeler konuşma fırsatları aradılar ancak başarısız oldular. Bazı delegeler hafta boyunca çeşitli zamanlarda sessiz protestolara katıldılar.

Harris, konuşmasına İsrail'e güçlü bir destekle başladı: "Açıkça söyleyeyim, İsrail'in kendini savunma hakkını her zaman savunacağım ve İsrail'in kendini savunma yeteneğine sahip olmasını her zaman sağlayacağım." Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısının tekrarlanmasını önlemenin önemini vurguladı ve bu saldırıyı "tarifsiz cinsel şiddet ve bir müzik festivalinde gençlerin katledilmesi" olarak tanımladı.

Aynı zamanda Harris, çatışmanın Gazze'deki sivil nüfus üzerindeki ciddi etkisini kabul etti. Harris, "Geçtiğimiz 10 ayda Gazze'de yaşananlar yıkıcı," dedi. "Çok sayıda masum hayat kaybedildi. Çaresiz, aç insanlar tekrar tekrar güvenlik için kaçıyor. Çekilen acının boyutu yürek parçalayıcı."

Harris, yönetimin savaşı sona erdirme çabalarını özetledi ve İsrail'i güvence altına alma, rehineleri serbest bırakma, Gazze'deki acıyı hafifletme ve Filistinlilerin "onur, güvenlik, özgürlük ve kendi kaderini tayin etme haklarını gerçekleştirmelerine" izin verme gibi hedeflere odaklandı.

Dengeli yaklaşımı, kendisini Biden'ın İsrail'e verdiği kesin destekten uzaklaştırması yönünde baskı yapan bazı Demokratların baskısı altında geldi. Kongrede ayrıca, Hamas tarafından hala rehin tutulan Amerikalı Hersh Goldberg-Polin'in ebeveynlerinin yaptığı konuşma da dahil olmak üzere, çatışmanın insani maliyetini vurgulayan duygusal anlar da yer aldı.

Hersh'in annesi Rachel Goldberg-Polin, ailenin acısından şöyle bahsetti: "Bu 320 gün önceydi. O zamandan beri başka bir gezegende yaşıyoruz. Ebeveyn olan veya ebeveyni olmuş herkes, Jon ve benim ve tüm rehine ailelerinin katlandığı acıyı ve sefaleti hayal etmeye çalışabilir."

Hafta başında, Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail'in ateşkes müzakerelerini ilerletmek için ABD'nin önerisini kabul ettiğini duyurdu. Blinken, bunun "rehineleri evlerine götürmek, ateşkes sağlamak ve herkesi kalıcı barış ve güvenliğe doğru daha iyi bir yola sokmak için en iyi, belki de son fırsat" olabileceği konusunda uyardı.

Başkan Biden ayrıca Pazartesi günü yaptığı kongre konuşmasında çatışmaya değinerek, yönetiminin "daha geniş bir savaşı önleme" çabalarını vurguladı ve protestocuların endişelerini kabul etti. Biden, "Dışişleri bakanım, daha geniş bir savaşı önlemek, rehineleri aileleriyle yeniden bir araya getirmek ve Filistin halkının sivil acılarını sona erdirmek ve sonunda, sonunda, sonunda bir ateşkes sağlamak ve bu savaşı sona erdirmek için Gazze'ye insani yardım göndermek için gece gündüz çalışıyoruz" dedi.

Başkan ayrıca protestocuları kabul ederek, "Sokaktaki protestocuların bir noktada haklı olduğunu düşünüyorum. Her iki tarafta da çok sayıda masum insan öldürülüyor." dedi.

Kongre sona ererken, Biden-Harris yönetimi Gazze'deki insani krizle ilgili artan endişeleri ele alırken İsrail'e desteği sürdürme zorluğuyla karşı karşıya. Çatışma, Demokrat Parti içinde ve daha geniş seçmenler arasında bölücü bir konu olmaya devam ediyor ve seçim sezonu ilerledikçe önemli bir siyasi zorluk oluşturuyor.