-
17:15
-
16:33
-
16:25
-
16:07
-
15:50
-
15:25
-
15:10
-
14:21
-
13:52
-
13:39
-
13:00
-
12:15
-
11:30
-
11:12
-
10:45
-
10:13
-
10:00
-
09:15
-
09:07
-
08:32
-
08:29
-
07:45
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Avrupa Birliği, Amerikan Baskısıyla Karşı Karşıya, Yeni Pazarlar Keşfediyor
Amerika Birleşik Devletleri ile artan ticaret gerginliğiyle karşı karşıya kalan Avrupa Birliği, yeni ekonomik fırsatlar arayışını hızlandırıyor. Bloomberg'e göre Brüksel, Washington'ın etkisini sınırlamak ve gelecekteki Amerikan başkanlarının tek taraflı taleplerine karşı önlem almak amacıyla Asya, Afrika ve Latin Amerika ile ticari ilişkilerini güçlendirmeyi ciddi olarak düşünüyor.
Bu stratejik değişim gergin bir ortamda gerçekleşiyor. 27 Temmuz'da Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Başkan Donald Trump, Avrupa'nın Amerika Birleşik Devletleri'ne yaptığı ihracatın çoğuna %15 gümrük vergisi getiren bir ticaret anlaşmasına vardılar. Buna karşılık AB, daha fazla Amerikan sıvılaştırılmış doğal gazı, nükleer yakıt ve silah satın alma taahhüdünde bulundu.
Bu manevra, bazı Avrupalı yetkililer tarafından gizli bir ekonomik şantaj olarak değerlendiriliyor. Özellikle Avrupa kurumları bu baskıya koordineli bir şekilde yanıt vermekte zorlanırken, Trump yönetiminin dengesiz talepleri olarak nitelendirdikleri hususlara duyulan hoşnutsuzluk artıyor.
Washington'ın tehditleri hız kesmeden devam ediyor: 12 Temmuz'da Donald Trump, mevcut tarifeleri koruyarak 1 Ağustos'tan itibaren Avrupa ürünlerine %30 gümrük vergisi uygulanacağı konusunda uyardı. Ayrıca, Brüksel'in Amerikan ürünlerine daha yüksek vergiler uygulamayı düşünmesi halinde bu vergilerin daha da artırılabileceği konusunda uyardı.
Ursula von der Leyen, Beyaz Saray ile diyaloğu sürdürdüğünü belirtirken, müzakerelerin başarısız olması halinde AB'nin karşı önlemler almaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.
Bu çatışma ortamı, Avrupa Birliği'ni genel ticaret stratejisini gözden geçirmeye itiyor. Ekonomik ortaklıklarını çeşitlendirerek özerklik kazanmayı ve Amerikan pazarına olan bağımlılığını azaltmayı umuyor. Bu yeniden konumlandırma, Brüksel'in jeopolitik güç mücadeleleri karşısında egemen çıkarlarını savunma konusundaki artan arzusunu yansıtıyor.