- 16:24Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ı dördüncü kez İmralı'da ziyaret etti.
- 15:58IMF, ABD tarifeleri nedeniyle 2025 küresel büyüme görünümünü %2,8'e düşürdü
- 15:07Arap Parlamentosu, Kral Muhammed VI'nın Filistin davasına yönelik çabalarını memnuniyetle karşıladı
- 14:47Sahra'nın Faslılığı: Bayan Valérie Pécresse, ülkesinin konumuna olan sıkı bağlılığını dile getiriyor
- 13:58Trump, Beyaz Saray'daki İlk 100 Gününde Uluslararası Jeopolitik Düzeni Altüst Ediyor
- 13:35ESCWA uyarıyor: ABD'nin yeni vergileri Arap ekonomilerini tehdit ediyor, Fas ön planda
- 12:50Türk ordusu, Kuzey Irak'ta PKK'ya ait bir mağarayı imha etti.
- 12:00Donald Trump, Papa Francis'e saygı duruşunda bulunmak amacıyla Amerikan bayraklarının yarıya indirilmesini emretti
- 10:42Nijerya, tarım ve yenilenebilir enerji alanındaki Fas uzmanlığından ilham alıyor
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Fas'ın Afrika politikası: Yeniden keşfedilen bir diplomatik strateji
Fas, ulusal kurtuluş hareketlerini destekleyerek Afrika'da sağlam ittifaklar kurmayı başardı ve bu da kıtadaki stratejik rolünü güçlendirdi. Bu duruş, Krallığın uluslararası ilişkilerini Sahra meselesi temelinde yeniden tanımlamasına olanak tanıdı ve Afrika ülkelerinin bu çatışmadaki konumunu etkiledi. Lixus dergisinde yayınlanan araştırmaya göre Fas, diplomatik ilişkilerini siyasi sistemi ve askeri kapasitesi gibi iç belirleyicilere, küresel jeopolitik bağlam ve uluslararası ilişkilerin dinamikleri gibi dış faktörlere göre şekillendiriyor.
1970'lerde yaşanan Sahra çatışması Fas'ın uluslararası ilişkilerini büyük ölçüde etkilemiştir. İlk günlerinde Cezayir ve Libya rejimlerinin Polisario Cephesi'ne verdiği destek, Polisario Cephesi'nin Afrika kıtasında zemin kazanmasını sağladı. Ancak 1990'lardaki jeopolitik gelişmeler, Afrika'nın pozisyonlarının yeniden yönlendirilmesine yol açarak, Polisario'ya verilen desteğin giderek azalmasına ve Fas'a birçok Afrika ülkesiyle ilişkilerini güçlendirme ve ikincisini Sahra'yı ziyaret etme yönündeki tutumlarını gözden geçirmeye ikna etme fırsatı sundu.
Fas, bağımsızlığından bu yana, özellikle Afrika'da, toprak bütünlüğü sorununu her zaman dış politikasının merkezine yerleştirmiştir. Bağımsızlığın ardından, ideolojik zorluklara rağmen, kurtuluş hareketlerini destekleyerek ve sömürge emperyalizmine karşı çıkarak ilerici Afrika devletleriyle bağlarını güçlendirmeye yöneldi. Afrika'nın bağımsızlık davasına verilen bu destek, Fas diplomasisinin önemli bir unsuru olmuş ve kıta üzerindeki nüfuzunun güçlenmesine yardımcı olmuştur.
Fas'ın 1984 yılında Afrika Birliği Örgütü'nden çekilmesi, Afrika ile ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Bu karar, Krallığın Afrika politikalarını yeniden değerlendirmesine, birçok ülkeyle işbirliğini yoğunlaştırmasına ve çoğu durumda toprak bütünlüğü için destek almasına olanak sağladı. Bu stratejik değişiklik, birçok Afrika devletini Sahra ihtilafına ilişkin konumlarını gözden geçirmeye ve kararları Fas'ın lehine daha iyi hale getirmeye ikna etmede önemli bir faktördü.
Yorumlar (0)