Advertising
  • Fajr
  • Güneşin Doğuşu
  • Dhuhr
  • Asr
  • Maghrib
  • Isha

Facebook’ta Bizi Takip Edin

Güvenlik Konseyi Fas'ın özerkliğini doğruladı, Cezayir kendi yanılsamalarına gömüldü

16:27
Güvenlik Konseyi Fas'ın özerkliğini doğruladı, Cezayir kendi yanılsamalarına gömüldü

Birleşmiş Milletler'in sessiz koridorlarında, Fas Sahra meselesi etrafında bir değişim esintisi dolaşıyor. 30 Ekim 2025 Perşembe günü, saat 10:05 (New York) - 15:05 (Rabat) arasında, Güvenlik Konseyi, bu yapay çatışmada önemli bir diplomatik dönüm noktası olabilecek ABD karar tasarısı üzerinde oylamaya hazırlanıyor.

Washington tarafından kaleme alınan metin, MINURSO'nun görev süresini 31 Ocak 2026'ya kadar uzatıyor ve her şeyden önce, Fas özerklik girişiminin kalıcı bir çözüm için "en ciddi ve gerçekçi temeli" oluşturduğunu ilk kez kabul ediyor. BM dilinde bu, meşruiyetin bir mührü; dünya "referandum" parantezini kesin olarak kapatıyor ve Fas egemenliğini bir çözüm için tek ufuk olarak belirliyor.

Bu gelişme karşısında Cezayir rejimi her zamankinden daha çaresiz görünüyor. Umutsuz bir diplomatik haçlı seferine milyarlarca dolar gaz harcadıktan sonra, halkını aç bırakarak bir efsaneyi sürdürdüğünü fark ediyor.

Savaşçı konuşmaların ve içi boş "devrimci dayanışma" söylemlerinin ardında Cezayir tek bir şey biçti: izolasyon. Cezayir vatandaşları kıtlık, enflasyon ve işsizlikle boğuşurken, hükümet, gerçekliğin zaten kınadığı bir davayı, zararına da olsa finanse etmeye devam ediyor.

Fas ise ilerliyor. Sabırlı ve sistemli diplomasisi, düşmanca bir gündemi uluslararası güvenilirlik için bir kaldıraca dönüştürdü. Etkili başkentler -Washington, Paris, Londra ve Abu Dabi- artık istikrar, kalkınma ve bölgesel iş birliğine dayalı bir modelin tutarlılığını selamlıyor. Fas girişimi artık bir "öneri" değil; uluslararası arenada kabul görmüş tek çözüm matrisi.

Polisario Cephesi ise artık eski halinin gölgesinden başka bir şey değil; kurtuluş hareketi kisvesi altında Soğuk Savaş'ın bir kalıntısı; BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, artık yalnızca ateşkesleri ihlal eden ve Smara ve Mahbès'te sivil bölgeleri bombalayan silahlı bir grup olarak görülüyor. "Dava" bahane, "devrim" ise siyasi çıkar haline geldi.

Güvenlik Konseyi koridorlarında artık kimse "referandum"dan bahsetmiyor. Kelime dağarcığı bile değişti; artık mesele Fas özerkliği çerçevesinde "pragmatik müzakereler". Bir zamanlar sesini yükselten Cezayir sessizliğe gömüldü. Öte yandan medya organları, Fransa ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne saldırarak onları Amerikan kararını desteklemekle suçluyor. İronik bir şekilde, gazını Avrupa'ya ihraç eden bir rejim, New York'a tek bir uygulanabilir fikir bile ihraç edemiyor.

Metin veto edilmeden kabul edilirse, Fas için uluslararası bir yeşil ışık olacak ve Fas, altyapı, yatırım ve yönetişim açısından güney illerindeki kalkınmasını meşru bir şekilde pekiştirebilecek. Tersine, Cezayir-Polisario ikilisi diplomatik açıdan önemsizleşecek.

Dünya değişti. Boş sloganlar artık kimseyi beslemiyor, katı ideolojiler artık dışişleri bakanlarını kandırmıyor. Bu çağ, kendini tekrarlayanların değil, inşa edenlerin çağı. Fas inşa ederken, Cezayir kendini tekrarlıyor. Ve bu tekrarda, hayallerinin çölünde tek başına kendini tüketen bir rejimin boğuk sesini duyuyoruz.



Devamını oku

×

Walaw uygulamasını indirin