-
11:03
-
10:44
-
10:37
-
10:00
-
09:15
-
08:54
-
08:28
-
08:14
-
07:45
-
16:30
-
16:08
-
15:45
-
15:22
-
15:20
-
15:00
-
14:50
-
14:18
-
13:39
-
13:13
-
13:00
-
12:15
-
11:30
Facebook’ta Bizi Takip Edin
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Casusluk Soruşturmasının Hedefinde
Türkiye'de siyasi gerginlikler tırmanıyor. Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) önde gelen isimlerinden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başlıca rakibi olan İstanbul Muhalefet Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, resmi Anadolu Ajansı'na göre casusluk soruşturması altında.
Geçtiğimiz Mart ayından bu yana yolsuzluk suçlamalarını kesin bir dille reddeden İmamoğlu'nun hukuki durumu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı öncülüğünde başlatılan bu yeni soruşturmayla daha da kötüleşti. Soruşturma, 2019 ve 2024 yerel seçimleri kampanya yöneticisi Necati Özkan ile muhalif kanal Tele1'in genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ'ı da hedef alıyor.
Anadolu Ajansı'nın aktardığı ilk bilgilere göre, dava, geçen Temmuz ayında yabancı güçler adına casusluk yaptığı iddiasıyla tutuklanan bir Türk iş insanından kaynaklanıyor. Savcılığa göre, İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde başarılı olduğu 2019 yılında, gizli seçim verilerini yabancı istihbarat servisleriyle paylaştığı iddia ediliyor. Necati Özkan'ın bu paylaşımlara katıldığı iddia ediliyor.
Bu yeni süreç, CHP'nin yakın zamanda düzenlenen parti kongresinde parti içi yolsuzluk iddialarıyla ilgili Ankara'da açılan paralel bir duruşmanın ardından geldi. Birçok gözlemciye göre, bu davaların eş zamanlı olması önemli ve yeni seçimler öncesinde muhalefeti zayıflatma yönündeki siyasi bir isteği yansıtıyor.
CHP destekçileri, hükümetin adalet sistemini kullanmasını kınıyor. Bir parti milletvekili, "Hükümetin yerel seçimlerdeki başarısızlığının ardından, demokratik alternatifi temsil edenleri susturmaya çalışıyorlar" diyerek, bu casusluk suçlamalarının "siyasi bir oyun" olduğuna inanıyor.
54 yaşındaki Ekrem İmamoğlu, Erdoğan'ın en güvenilir muhaliflerinden biri olarak kabul ediliyor. 2019'da İstanbul Belediye Başkanı olarak kazandığı zafer, ülkenin en büyük şehrinde yirmi beş yılı aşkın süredir devam eden İslamcı-muhafazakâr egemenliğine son veren tarihi bir dönüm noktasıydı. Geçtiğimiz Mart ayında resmen yolsuzluktan tutuklanması, Türkiye'de ve yurt dışında bir öfke dalgasına yol açmıştı.
Destekçileri için bu yeni dava, siyasi tasfiye stratejisini gözler önüne seriyor. Bir Türk siyasi analist, "Hükümet, İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı için gerçek bir tehdit olmaya devam ettiğini biliyor. Ona casus demek, onu kesin olarak itibarsızlaştırma girişimidir" yorumunu yaptı.
Henüz somut bir kanıt kamuoyuna açıklanmadı. Ancak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmaların devam ettiğini ve bunların "ulusal güvenliği tehdit eden ciddi gerçekleri" içerdiğini belirtiyor. İmamoğlu'nun avukatları ise, "hükümeti rahatsız eden gerçek skandallardan dikkati dağıtmayı" amaçlayan asılsız suçlamaları kınadı.
Giderek gerginleşen siyasi ortamda, bu dava, birçok muhalifin, gazetecinin ve aktivistin, dayanaksız delillere dayanarak casusluk veya terörizm suçlamasıyla yargılandığı Türk siyasi hayatının yargılanması tartışmasını yeniden canlandırdı.