Shara'nın Türkiye ziyareti: Ankara "hasat mevsiminde"

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın dün Türkiye'ye yaptığı ziyaret, yaptırımların kaldırılmasından büyük güçlerin yeni hükümeti yeniden inşa etme ve uluslararası topluma entegre etme çabalarına kadar Suriye'deki önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde önem taşıyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da sürpriz bir ziyaret gerçekleştirerek Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile birlikte çok sayıda üst düzey Suriyeli yetkiliyi kabul etti. Eş-Şara ve Dışişleri Bakanı Esad eş-Şibani, ziyaret kapsamında ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile bir araya geldi.

Ziyarette Suriye'de yeniden yapılanma, ekonomik ve güvenlik iş birliğinin geliştirilmesi ve "Suriye Demokratik Güçleri"nin Suriye ordusuna entegre edilmesi konuları ele alınırken, bu ziyaretin, Türk MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın Şam'a yaptığı ziyaret ve Cumhurbaşkanı Şara ile görüşmesinden sadece iki gün sonra gerçekleşmesi, Türkiye'nin Suriye'deki silahlı harekete 13 yıl önce verdiği desteğin biçilmesi yönündeki arzusu da dahil olmak üzere, güncel gelişmeleri ele alma yönündeki karşılıklı isteği teyit ediyor. Türkiye, Suriye'ye yönelik yaptırımların kaldırılmasına katkıda bulunan Arap ülkeleri tarafından itiraz edileceğinden endişe ediyor. Ayrıca, sınırın her iki yakasında güvenlik düzenlemeleri konusunda da koordinasyon var. Bunlar arasında, Ankara'nın Suriye ordusuna entegre etmek istediği, daha önce "SDG"nin kontrolünde olan sınır şeridinin Şam hükümeti tarafından kontrol edilmesi de yer alıyor. Türkiye ayrıca, Suriye topraklarındaki çatışmanın sınırlarının ve çıkarlarının belirlenmesini sağlamak amacıyla Suriye ve İsrail yetkililerini müzakere masasına getirmeye başladı.

Çok boyutlu bir ziyaret

Siyasi analist Hekmat Zeina, ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımlarının kaldırılmasının, önceden duyurulmayan bu yarı gizli görüşmeyi hızlandırdığını düşünüyor. Bu durum, özellikle Türkiye'nin ABD'nin pozisyonundaki bu açık ve köklü değişimden en çok yararlanan taraf gibi göründüğü ve bunun sonucunda ABD şirketlerinin Suriye'ye girmesinin, yeniden inşa sözleşmelerinden en büyük payı almasının ve Suriye ekonomisinin tüm sektörlerini kontrol etmesinin önünün açılacağı göz önüne alındığında geçerlidir.

RT'ye konuşan Zeina, ziyaretin öneminin ekonomik boyutuyla sınırlı olmadığını, Türkiye'nin, Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın hükümetini deviren silahlı eylemi desteklemesi, planlaması ve benimsemesi göz önüne alındığında, Türklerin, diğerlerinden daha fazla ekonomik boyutla ilgilendiklerine inandıklarını vurguladı. Aynı durum, özellikle Washington'un Ankara'daki ABD büyükelçisini Suriye'ye özel temsilci olarak atamasının ardından, "SDG" dosyasıyla ilgili gelişmeler ve Türkiye'nin SDG'yi yeni Suriye ordusunun güçlerine entegre etme çabaları göz önüne alındığında, Suriye'deki olayların gidişatı konusunda Türk-Amerikan arasında bir fikir birliği olduğu anlaşılan siyasi boyuta da uzanıyor.

Kürt güçlerinin durumu ve konuşlandırılacakları olası askeri üslerin görüşüldüğü düşünülen toplantıya Suriye Savunma Bakanı Muharref Ebu Kasra'nın da katılması bu durumu açıklıyor.

Siyasi analist, Türkiye-İsrail arasında Suriye konusunda görüşmenin gündemde olduğunu, Türkiye'nin İsrail'e yönelik düşmanca tavrının her zamankinden daha az olduğunu, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırılarını ve müdahalelerini "kabul edilemez" olarak nitelemekle yetindiğini kaydetti.

Zeina, sitemizle yaptığı söyleşiyi, mevcut Suriye yönetiminin Washington ile ilişkilerinde yaşanan ani ve hızlı gelişmeyi değerlendirmeye çalıştığını belirterek sonlandırdı. Bu durum, Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şara'nın ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'la bir araya gelip iki taraf arasındaki çözüm bekleyen konuları görüşmek istemesini açıklıyor. Suriyeli yetkililerin ülkenin kuzeydoğusunda SDG tarafından yönetilen hapishane ve toplama kamplarını ziyaret etmesinin, ABD'nin Suriye Demokratik Güçleri adına Şam hükümetinin kendilerine sponsor olmasını istemesine bir yanıt olabileceğini belirtti.