- 09:13ABD Dışişleri Bakanı Suriye geçiş yetkililerinin yakın zamanda çökeceği konusunda uyardı
- 08:48Erdoğan, terörün sona ermesinin Türkiye'yi hedeflerine yaklaştıracağını söyledi
- 08:45Bourita: Fas, diplomasi ve somut eylemlerle Filistin'e olan bağlılığını yeniden teyit ediyor
- 08:10Donald Trump, Ortadoğu turundan tahmini 5,1 trilyon dolar kazançla döneceğini duyurdu
- 08:03Avrupa Birliği Suriye'ye yönelik yaptırımların tamamen kaldırılmasına yeşil ışık yaktı
- 07:35ABD, LGBTQ+ Değerlerini Teşvik Etmek İçin Verilen Hibeleri İptal Etti
- 17:15Yapay zeka, el hareketlerinden otizmi %89 doğrulukla tespit ediyor
- 16:35Microsoft, Musk'ın yapay zeka modeli Grok'u ekliyor
- 16:002030 Dünya Kupası yaklaşırken küresel yatırımların merkezinde Fas var
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Trump Döneminde Tarifeler: Korumacılığa Dönüş ve Küresel Etkisi
Amerika Birleşik Devletleri tarafından uygulanan tarifeler, hem ortak ekonomileri hem de diplomatik ilişkileri etkileyerek uluslararası ticaret üzerinde her zaman önemli bir etkiye sahip olmuştur. ABD ticaret politikası, birkaç yıldır tarife artışları, ekonomik yaptırımlar ve yerel endüstrileri yabancı rekabetten koruma yönünde güçlü bir istekle işaretlenen yeni bir yön aldı. Donald Trump'ın 2025'te başkanlığa dönmesinden bu yana, tarifeler konusu geçmişe göre daha da agresif bir politika ile ön plana çıktı.
2025'te Trump yönetimi altında, ABD, ilk döneminde ekonomik politikasının ana odak noktası olan bir dizi tarife artışını yeniden etkinleştirdi. Bu artışlar öncelikle Çin, Avrupa Birliği ve diğer ticaret ortaklarını etkiledi. Bu önlemin arkasındaki temel amaç, ABD ticaret açığını azaltmak ve yabancı rekabetten tehdit hisseden çelik, alüminyum ve otomotiv gibi yerel sanayi sektörlerini desteklemektir.
Bu tarife politikasının en dikkat çekici bölümlerinden biri, Çin ile ticaret savaşının yeniden başlamasıdır. Trump, başkanlığa döndükten sonra Pekin'e karşı cezalandırıcı önlemleri yeniden başlattı ve özellikle teknoloji ve tüketim malları sektörlerinden gelenler olmak üzere çok çeşitli Çin ürünlerine yeni tarifeler uyguladı. Çin ise buna, özellikle tarım ve teknoloji olmak üzere Amerikan ürünlerine uyguladığı tarifeleri artırarak yanıt verdi. Bu tırmanış küresel tedarik zincirlerini bozdu, tüketiciler için fiyat artışlarına neden oldu ve Amerikan şirketlerinin rekabet gücünü etkiledi.
Trump'ın tarife politikası agresifliğini korurken, daha ölçülü bir yaklaşıma doğru evrildi. Amerika Birleşik Devletleri, dünya sahnesindeki baskın konumunu yeniden iddia etmeye çalışırken, ticaret müzakerelerinde de bir miktar esneklik sağlamaya çalışıyor. Başkan, özellikle hassas endüstriyel sektörlerde yerel işleri koruma ihtiyacını vurgularken, ucuz ithalata bağımlı Amerikan şirketlerine aşırı sert etkilerden kaçınma gereğini vurguladı.
Ancak, bu tarife artışlarının uluslararası ticaret ilişkileri üzerinde de çarpıcı sonuçları oldu. Örneğin Avrupa Birliği, özellikle havacılık ve tarım sektörlerinde Amerikan ürünlerine ek tarifeler uygulayarak karşılıklı önlemler aldı. Bu gerginliklere yanıt olarak, birçok şirket ticaret stratejilerini yeniden ayarlamak ve bu korumacı önlemlerin olumsuz etkilerinden kaçınmak için tedarik zincirlerini yeniden düşünmek zorunda kaldı. Ayrıca, Brezilya ve Hindistan gibi bazı emtia üreten ülkeler, gümrük vergilerinin ihracatları üzerindeki etkisi konusunda endişelerini dile getirdiler.
ABD gümrük vergilerinin ekonomik sonuçları derin ve yaygındır. Bir yandan, şirketler gümrük vergileri nedeniyle daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalıyor ve bu da genellikle tüketiciler için daha yüksek fiyatlara yol açıyor. Öte yandan, COVID-19 salgını nedeniyle zaten kesintiye uğramış olan küresel tedarik zincirleri, bu politikalar tarafından daha da istikrarsızlaştırılıyor. Bu, bazı ülkeleri ABD gümrük vergilerinin etkilerini aşmak için yeni ticaret ortaklıkları aramaya yöneltti; özellikle Asya ve dünyanın diğer bölgelerine odaklanıldı. Örneğin Avrupa Birliği, ABD tarafından uygulanan gümrük vergilerinin etkilerini azaltmak için diğer ekonomik güçlerle ticaret anlaşmalarını derinleştirmeye çalışıyor.
2025'te Başkan Trump yönetiminde, ABD küresel ticaret politikasında merkezi bir rol oynamaya devam ediyor. Ancak, uluslararası ticaret müzakereleri, yalnızca Çin ile değil, aynı zamanda Avrupa Birliği ve Japonya gibi diğer büyük ekonomik güçlerle de artan gerginliklerle daha karmaşık hale geldi. Bundan sonra, işletmelerin stratejilerini bu yeni ticaret gerçeklerine uyarlamaları gerekecek ve uluslararası müzakerelerin, ticaret savaşının tırmanmasını önlemek ve küresel sahnede daha adil rekabeti teşvik etmek için tarifeler ve adil ticaret kuralları konularını acilen ele alması gerekecek.
Yorumlar (0)