- 17:30Japon Okamoto, Fas'ın Video Oyunu Endüstrisindeki Potansiyelini Övdü
- 16:45İran ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı arasındaki işbirliğinin askıya alınması ne anlama geliyor?
- 16:00Fas, Kraliyet Vizyonu'nun teşvikiyle yapay zeka yönetiminde stratejik bir oyuncu olarak kendini kanıtlıyor
- 15:15Trump, Ekonomik Ortaklığı Güçlendirmek İçin Afrika Liderlerini Beyaz Saray'da Ağırlıyor
- 14:58Guatemala, Fas'ın Sahra Özerklik Planına Desteğini Tekrarlıyor
- 14:30Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri, iç bölünmelere rağmen Trump'ın "büyük güzel yasa tasarısını" geçirmeye zorluyor
- 13:47TASS: Crocus terör saldırısı Haziran 2023'ten bu yana Türkiye ve Afganistan'da planlanıyordu
- 13:15Endonezya'da Deniz Felaketi: Bali Yakınlarında Batan Feribotun Ardından 61 Kişi Kayıp
- 12:30Fas, Lityum İyon Pil Üretiminde Küresel Liderler Çemberine Katıldı
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Trump ve Tarifeler: Küresel Ekonomik Zorluklar Karşısında Tam Bir Ticaret Savaşı
ABD Başkanı Donald Trump, bu hafta yaptığı açıklamada, ABD'den ithalata gümrük vergisi uygulayan tüm ülkelere benzer gümrük vergileri uygulanması olasılığını gündeme getirerek hararetli tartışmalara yol açtı. Bu duyuru, küresel ekonomik etkiler ve zaten gergin olan ticaret ortamında bu tür önlemlerin uygulanabilirliği hakkındaki tartışmaları yeniden canlandırdı.
Trump, Beyaz Saray'a geldiğinden bu yana, gümrük tarifelerini onaylama yetkisine sahip Kongre'yi atlatmak için büyük ölçüde yürütme kararnameleri kullanma ve eski yasaları devreye sokmaya dayanan korumacı bir ticaret politikası benimsedi. Bu yaklaşım, kampanya vaatlerinin hukuki engellerle karşılaşmadan, hızla gerçekleştirilmesini amaçlıyor. Bu bağlamda bazı gözlemciler, Trump'ın, başkanlara diğer ülkelerin ayrımcı ticaret uygulamalarına yanıt olarak gümrük vergileri koyma yetkisi veren 1974 Ticaret Yasası'nın 301. Bölümüne güvenebileceğini düşünüyor.
Trump'ın olası yasal seçenekleri arasında, geçmişte Çin ithalatına %10 gümrük vergisi uygulanmasında kullanılan Uluslararası Ekonomik Acil Durum Yasası'nı da devreye sokması yer alıyor. Ancak en olası önlem, son yıllarda nadiren kullanılan bir yasa olan 1930 Ticaret Kanunu'nun 338. maddesinin yürürlüğe konulması gibi görünüyor; bu madde, başkana ayrımcı ticaret uygulamaları olduğu düşünülen ülkelerden yapılan ithalata %50'ye kadar gümrük vergisi koyma yetkisi veriyor.
Trump, ABD'nin, Amerikan ekonomik çıkarlarını korumak için gerekli gördüğü, ürünlerine gümrük vergisi uygulayan ülkelere aynı şekilde yanıt verme hakkına sahip olduğunu öne sürerek bu tutumunu savunuyor. Bu tutum yalnızca ekonomik kaygılardan değil, aynı zamanda diğer küresel ekonomik güçler karşısında Amerikan egemenliğini güçlendirme arzusundan da kaynaklanmaktadır.
ABD'nin ekonomik gücü aslında birçok ülkeyi, esas olarak kendi yerel sanayilerini korumak amacıyla, Amerikan ithalatlarına vergi koymaya teşvik ediyor. Bu tarifelerin arkasındaki motivasyonlar farklılık gösteriyor; bazı ülkeler kendi pazarlarında ABD ürünlerinin rekabetini azaltmayı amaçlıyor. Ancak bu önlemlerin özellikle gelişmekte olan ülkelere zarar verme riski bulunuyor. Bu ülkeler, ekonomilerini korumak için ABD ithalatına gümrük vergileri koymuş olsalar da, güçlü alım gücüyle bilinen ABD pazarında kendi ürünlerini satmanın zorluğu nedeniyle kendilerini cezalandırılmış bulabilirler.
İthalat vergilerine ek olarak, 1930 tarihli Ticaret Yasası'nın 338. Bölümü, ABD başkanına genel olarak ticarette ayrımcılık yapan ülkelere karşı harekete geçme yetkisi de veriyor; bu yetkiye belirli ürünlere kısıtlamalar getirmek veya farklı güvenlik standartları uygulamak da dahil. Bunlara, genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalatına kısıtlamalar getiren veya otomobiller için sıkı güvenlik standartları uygulayan Japonya ve Avrupa Birliği gibi ülkeler de dahil olabilir.
Trump'ın söz konusu gümrük vergilerinin yakın zamanda yürürlüğe gireceğine ilişkin açıklamalarına rağmen, küresel ticarette etkilenen ürünlerin çeşitliliği ve 5.000'den fazla tarife kategorisinin dikkate alınması nedeniyle süreç karmaşık ve uzun olmaya devam ediyor. Dolayısıyla bu tür kararların uygulanması zor olabilir.
Bu politikanın uygulanmasının önündeki olası engellere rağmen Trump'ın elinde tüm ülkelere karşı topyekün bir ticaret savaşı başlatmak için kullanabileceği çeşitli yasal araçlar bulunuyor. Ancak bu sürecin ABD ve küresel ekonomi, özellikle de gelişmekte olan ülkeler açısından büyük olumsuz sonuçları olabilir. Sonuçta, en çok zararı görecek olanlar, daha yüksek fiyatlar ve potansiyel olarak artan enflasyonla birlikte, Amerikan vatandaşlarının kendileri olabilir.
Yorumlar (0)