-
17:15
-
16:30
-
15:44
-
15:00
-
14:15
-
13:30
-
12:50
-
12:15
-
11:30
-
11:03
-
10:44
-
10:37
-
10:00
-
09:15
-
08:54
-
08:28
-
08:14
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Washington Rosneft ve Lukoil'e Saldırdı, Putin Yaptırımlara Direneceğine Söz Verdi
Vladimir Putin, 23 Ekim Perşembe günü Rusya Coğrafya Derneği'nin düzenlediği bir konferansın ardından yaptığı açıklamada, Washington'ın Rusya'nın en büyük iki petrol şirketi Rosneft ve Lukoil'e uyguladığı yeni yaptırımların "ciddi" olduğunu ancak "ekonomik refahımız üzerinde önemli bir etkisi olmayacağını" söyledi. Washington Post'un aktardığı yorumlara göre, Rusya Devlet Başkanı "Rusya'ya baskı yapma girişimini" kınadı ve ABD'yi "Rus-Amerikan ilişkilerini güçlendirmeyen" "düşmanca" bir eylemde bulunmakla suçladı.
Basın toplantısında ayrıca, Donald Trump'ın Budapeşte müzakerelerini askıya alma kararını "küçümseyerek", müzakerelerin "iptal edilmediğini, sadece ertelendiğini" ve her halükarda müzakerelere "daha iyi hazırlanmanın" tercih edildiğini belirtti. ABD Başkanı, 16 Ekim'de Macaristan'ın başkentinde Rus mevkidaşıyla yapılacak zirveyi duyurduktan sonra, zirveyi "aniden" iptal ederek Çarşamba günü yeni yaptırımlar açıkladı. New York Times, bu kararı liderin tutumunda önemli bir "dalgalanma" olarak nitelendirdi ve bu karar onun ilk yaptırımı değil.
Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna ise bu açıklamaların ardından rahatlama ifade etti. Wall Street Journal'ın haberine göre AB, Perşembe günü "Rus sıvılaştırılmış doğalgaz alımlarını aşamalı olarak durduran ve Moskova'nın yaptırımları aşmasına yardımcı olan 37 yabancı şirketi hedef alan" yeni yaptırımları onayladı. Volodimir Zelenski ise, "Putin'e bu savaşı bitirmesi için baskı yapma" stratejisinin nihayetinde "işe yarayacağına" güvendiğini ifade etti.
The Guardian, haklı olarak, biraz temkinli bir şekilde, "İşe yarayacak mı?" diye soruyor. İngiliz gazetesi, Amerikan düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi'nde Rusya uzmanı olan Thomas Graham'ın yorumlarını özellikle aktarıyor. Graham, Beyaz Saray'ın "bu yaptırımların Kremlin'in davranışlarında köklü bir değişikliğe yol açacağını" düşünmesinin "yanıldığını" düşünüyor. Kremlin, şu ana kadar "bu tür yaptırımları aşmada oldukça etkili oldu."
Wall Street Journal'a göre, bu yaptırımların etkisi üç faktöre bağlı: ABD tarafından "nasıl uygulandıkları", "Hindistan ve Çin'deki kilit pazarların tepkisi" ve "Moskova'nın şimdiye kadar yaptığı gibi yaptırımları aşma becerisi."
Bu son noktayla ilgili olarak, Letonya merkezli Rus medya kuruluşu Meduza, Rus petrolü satın alan şirketlerin "dolara erişiminin kesilmesi ve Amerikalı ve Avrupalı tüccarlar, nakliyeciler ve sigortacılarla işlemlerinin dondurulması" nedeniyle yaptırımları aşmanın bu sefer daha zor olacağına inanarak oldukça iyimser.
Bu, özellikle büyük miktarlarda Rus petrolü satın alan ancak ikincil yaptırımlar nedeniyle uluslararası ticaret sisteminden kopmak istemeyen Çin ve Hindistan için, gerçekten de "artıları ve eksileri tartma" meselesidir. Dahası, Meduza, bu konunun muhtemelen "dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki daha geniş kapsamlı ticaret müzakerelerinde" gündeme geleceğini ve Pekin için "ABD tarifelerinde bir indirimin, Rus ham petrolünün sürekli alımından daha cazip olabileceğini" belirtiyor. Aynı durum, ABD tarifeleri nedeniyle halihazırda ciddi şekilde cezalandırılan Yeni Delhi için de geçerli.
Financial Times, bu iki pazarın, 2022'de Ukrayna'daki savaşın başlamasından bu yana "tüm Rus ham petrol ihracatının yaklaşık %80'ini" temsil ettiğini belirtiyor ve "Hindistan, Rusya'dan günde 1,5 milyon varil ham petrol ithal ediyor […] Çin'den sonra günde 2 milyon varil ham petrol ithal ediyor" diye belirtiyor. Ancak, Financial Times'a göre, en büyük Çin ve Hindistan petrol şirketleri, ABD yaptırımlarının açıklanmasının ardından alımlarını askıya aldı. Sadece küçük ve bağımsız Çinli rafinerilerin Rus ham petrolünü ithal etmeye devam ettiği bildiriliyor.
Kyiv Post'un aktardığına göre, ABD düşünce kuruluşu Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi analisti Rachel Ziemba, "Bu, şüphesiz Amerika Birleşik Devletleri tarafından alınan en önemli önlemlerden biri, ancak yasadışı finansal ağların yaygın kullanımıyla zayıflayacağına inanıyorum," diye özetliyor.
The Guardian, "Bu önlemlerin Putin'i müzakereye zorlayıp zorlamayacağı henüz belli değil," diye sonuca varıyor. Her ne kadar bu önlemler "Rusya'nın gelirlerini ciddi şekilde zorlama" riski taşısa da, Rusya Devlet Başkanı, "Ukrayna'da varoluşsal bir savaş" olarak tanımladığı süreci sürdürmek için "sıradan Rusların ekonomik sonuçlarına katlanmasına" hazır olduğunu zaten belirtmişti.