-
08:25
-
07:45
-
16:30
-
13:23
-
13:00
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Katar, İsrail saldırısının ardından acil Arap-İslam zirvesi düzenleyecek
Katar'ın başkenti Doha, geçen Salı günü Katar'ı hedef alan İsrail saldırısına verilen yanıtları görüşmek üzere önümüzdeki Pazar ve Pazartesi günü acil bir Arap-İslam zirvesi düzenleyecek. Katar haber ajansı QNA'ya göre, toplantıda Arap ve Müslüman liderler bir araya gelerek saldırıya yanıt olarak atılacak adımları belirleyecek.
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman El Sani, CNN'e verdiği röportajda zirveyi doğrulayarak, katılımcıların saldırıya nasıl yanıt vereceklerine karar vereceklerini belirtti. Ancak bakan, Katar'ın bölgesel ortaklarından belirli bir yanıt talep etmeyeceğini vurguladı.
El Sani, açıklamalarında Katar'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tehditlerine karşı kararlı duruşunu dile getirerek, ülkesinin böyle bir gözdağı verme eylemine müsamaha göstermeyeceğini belirtti. El Sani, ortaklarla bölgesel bir yanıtın şu anda görüşüldüğünü ve bunun "gerçek ve İsrail saldırganlığına son verebilecek" olmasını umduğunu sözlerine ekledi.
Bakan ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail saldırısının ardından verdiği destek mesajını memnuniyetle karşılayarak, şiddeti durdurmak için somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı. El Sani, Netanyahu'nun eylemlerini kınayarak, onu uluslararası hukuku ihlal etmekle ve "Gazze'yi aç bırakmakla" suçladı ve Netanyahu'nun suçlarından dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanması gerektiğini vurguladı.
Müzakerelerle ilgili olarak Katar Başbakanı, Netanyahu'yu eleştirerek, İsrail liderinin "arabuluculukla zaman kaybettiğini" ve çabalarında ciddi olmadığını söyledi. Ayrıca, İsrail'in Gazze'deki Hamas liderlerine yönelik saldırısının, Gazze Şeridi'ndeki İsrailli rehineler için tüm umutları yok ettiğini de belirtti.
İsrail'in Doha'daki Hamas liderlerinin konutlarına yönelik saldırısı, Arap dünyasında ve uluslararası alanda sert tepkilere yol açtı ve Katar'ın egemenliğinin ihlali, uluslararası yasa ve sözleşmelerin ihlali ve Filistin direnişi ile İsrail arasında önemli bir arabuluculuk rolü oynayan bir ülkeye hakaret olarak algılandı.