- 20:22Amazon beklenenden daha iyi kâr bildirdi
- 15:31Trump, iç programları etkileyecek 163 milyar dolarlık bütçe kesintisi öneriyor
- 10:26ABD limanları Trump'ın ticaret savaşıyla boğuluyor
- 08:15Amerikan şirketi Hunt Oil, Rabat'ta petrol ve gaz yatırımları için bir yan kuruluş kuruyor
- 17:49Küresel piyasalardaki iyimserlik, olası bir Çin-Amerika yumuşamasının etkisiyle artıyor
- 09:30Donald Trump, Mike Waltz'ı Birleşmiş Milletler'e ABD Büyükelçisi Olarak Atadı
- 08:10Donald Trump, Marco Rubio'yu Geçici Ulusal Güvenlik Danışmanı Olarak Atadı
- 07:35ABD, Rusya ve Ukrayna arasındaki arabuluculuktan çekildiğini duyurdu
- 15:15Ürdün, Washington'dan Finansal ve Askeri Desteği Sürdürmeyi Başardı
Facebook’ta Bizi Takip Edin
ABD derin deniz madenciliği yarışını yeniden canlandırıyor
Uzun süredir uluslararası mutabakat eksikliği nedeniyle geri planda kalan derin deniz madenciliği, ani bir ivme yaşayabilir. ABD Başkanı Donald Trump, 24 Nisan 2025'te, yaklaşık 100 trilyon dolar değerinde olduğu tahmin edilen su altı kaynaklarının çıkarılmasına izin verilmesini kolaylaştıran bir başkanlık kararnamesi imzaladı.
Önlem öncelikle ABD karasularını etkiliyor, ancak etkileri kısa sürede ulusal sınırların ötesine de yayılabilir. Kararnamede, federal hükümete, okyanus derinliklerinde bulunan kobalt, nikel ve nadir toprak elementlerinin geniş yataklarını işletmeyi amaçlayan Impossible Metals ve The Metals Company gibi şirketlere yönelik prosedürleri hızlandırması çağrısı yapılıyor. Washington önümüzdeki on yılda ulusal GSYİH'ye 300 milyar dolar eklemeyi ve 100.000'e kadar istihdam yaratmayı umuyor.
Metinde ayrıca, uzun uluslararası müzakerelerin sonucunu beklemeden, Amerikan nüfuzunun küresel deniz kaynakları üzerinde genişletilmesi isteğine işaret edilerek, "ulusal yargı yetkisinin ötesinde" sömürü yollarının araştırılması çağrısı yapılıyor.
Uluslararası Deniz Tabanı Otoritesi (ISA), insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen bu kaynakların sorumlu bir şekilde kullanılmasını düzenlemek için onlarca yıldır küresel bir düzenleyici çerçeve oluşturmaya çalışıyor. Ancak eyaletler arasındaki görüş ayrılıkları kesin bir anlaşmaya varılmasını engelliyor. Bu arada, Google ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) gibi birçok STK ve büyük teknoloji şirketi, deniz biyolojik çeşitliliğine yönelik büyük çevresel risklere dikkat çekerek bir moratoryum için kampanya yürütüyor.
ABD, özellikle Biden yönetimi ve G7 içinde sergilediği bekle-gör pozisyonunu bozarak, uluslararası toplumun elini zorlamak istiyor gibi görünüyor. Bu yön değişikliği, özellikle Pasifik ve Hint Okyanuslarındaki diğer ülkeleri de derin deniz madenciliği projelerini hızlandırmaya teşvik edebilir.
Bu dinamik karşısında ISA'nın hızlı tepki vermesi gerekecektir: Ya marjinalleşmeyi önlemek için müzakereleri hızlandırarak ya da her devletin su altı kaynaklarının fethinde kendi stratejik önceliklerine göre hareket ettiği parçalanmış bir dünya düzeninin ortaya çıkışını görerek.
Yorumlar (0)