- 15:00“Nvidia” tarihte piyasa değeri 3,6 trilyon doları aşan ilk şirket oldu
- 14:32LG, Fas'ta çevrimiçi mağaza açıyor
- 14:00M-AUTOMOTIV, JAC Motors ile stratejik ortaklık yoluyla Fas'taki otomobil pazarını güçlendiriyor
- 12:00Marakeşh, Dünya Tıbbi Destekli Üreme Teknolojileri Konferansı'nın 22. oturumuna ev sahipliği yapıyor
- 11:00Erdoğan: Ukrayna ihtilafı ne kadar uzun sürerse diplomasinin alanı da o kadar daralır
- 10:00Süper akıllı biyobilgisayarlar yaratmak için beyin hücrelerini yapay zekayla birleştirmek
- 09:30Fas Sahra'sının tanınmasının mimarı, Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın portföyünü elinde tutmak üzere atandı
- 09:01Bir can simidi...Trump'ın zaferi Google'ı parçalanma tehlikesinden kurtarabilir
- 08:30Fas'ta arkeoloji turizminin ulusal kültürel kimliğin geliştirilmesine katkısı
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Davutoğlu, "Arap Baharı" olaylarında Türkiye'nin rolünü değerlendirdi
Eski Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu, görev süresi boyunca Arap dünyasının tanık olduğu olaylara değinerek, Türkiye'nin "Arap Baharı" dalgasını tetiklemediğini kaydetti.
Muhalefetteki Zaman gazetesinin aktardığına göre Davutoğlu, Türkiye'nin 2011'de Suriye'deki protestoları Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ı devirmek için kullanmadığını belirterek, eğer Ankara onu devirmek isteseydi bunu 2005'te yapardı. o sırada Lübnan Başbakanı Refik Hariri'ye suikast düzenlemekle suçlanıyordu.
Davutoğlu, "Beşar Esad'ı desteklemek, Suriye'yi ve Esad'ı korumak" amacıyla 2005-2006 yılları arasında en az 10-15 kez Suriye'yi ziyaret ettiğini anlattı.
Türkiye'nin eski Başbakanı şunu ekledi: "Tarih neden Ağustos 2011'de başlıyor? Bu tarihten önce tarihi kim yazdı? O dönemin mimarı ben olmasam da kimdi? O dönemi etkisiz bir insan ve başkaları yönetti, suç bana kalsın.” Bütün bu dönemlerin başarısının şerefi bana mı ait? Elbette değil ama ön planda Cumhurbaşkanı var.”
Davutoğlu, Esad'la iletişim kurup kurmadığına ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi: "Bu şimdi nasıl yapılabilir? Neden ilişkiler bozuldu? Türkiye şu anda mesela vatanseverlikle, milliyetçilikle alakası olmayan bir duruma tanık oluyor. 28 Şubat döneminde izlenen politikaya karşı çıktım.” (1997 Türkiye askeri darbesi) O dönemde akademisyendim, İsrail yanlısı politikaya da karşıydım, bunu herkes biliyor ama ben. Hiçbir zaman ülkemi küçük düşüren şeyler yapmadım. Esad'ın bazı destekçilerine neden Türkiye'nin suçlandığını ve Esad'ın suçlanmadığını anlattım. Esad yanlış bir şey yapmamışken Türkiye Suriye'deki iç savaşı kışkırtmakla suçlanıyor.