- 15:00Yaşlanan sohbet robotları tıpkı insanlar gibi demans belirtileri gösteriyor!
- 14:00Robert Kiyosaki, Bitcoin fiyatının 2025 yılına kadar 175.000 ila 350.000 dolar arasına ulaşacağını tahmin ediyor
- 13:13“WhatsApp”, emojilerin ve “GIF” görsellerinin hareketini kontrol etmek için bir seçenek geliştiriyor
- 12:23Şam'a uluslararası uçuşların yeniden başlaması: Suriye havacılığı için bir dönüm noktası
- 11:41Ölümcül çiçek hastalığı salgını, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki sağlık krizinde 1.200'den fazla kişinin ölümüne neden oldu
- 11:00Swissport, Fas'taki dokuz havaalanında iş salonlarının işletilmesi için on yıllık sözleşme imzaladı
- 10:21Fas, İspanya ve Portekiz arasında düzenlenecek 2030 Dünya Kupası'nın maliyetinin 15 ila 20 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor
- 09:40Google, Kanada medyasını desteklemek ve reklam kayıplarını dengelemek için 69 milyon dolar ödüyor
- 09:00“Afrika Eko Yarışı” rallisinin 16. edisyonuna katılanlar Dakhla'ya varıyor
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Küresel İstikrarsızlık: 2024'ün Ekonomik ve Siyasi Paradoksu ve 2025'teki Yansımaları
2024 yılı, dünya düzenini yeniden tanımlayan, ekonomiyi belirsizlikler kasırgasına sürükleyen ekonomik, siyasi ve jeopolitik çalkantıların yaşandığı, dünyanın çalkantılı sulardan geçtiği bir yıl olarak hatırlanacak. Bu yıl, birçok büyük güçte artan jeopolitik gerilimler ve iç siyasi krizlerle damgalanmış olsa da, aynı zamanda benzeri görülmemiş zorluklara rağmen bazı ekonomik sistemlerin dayanıklılığına da tanık oldu.
Ünlü ekonomist Mohamed Al-Erian, yakın zamanda "Project Syndicate" web sitesinde yayınlanan bir analizde, küresel ekonomik görünümün 2024'ün çok ötesine uzanabilecek endişe verici bir resmini çiziyor. Jeopolitik, 2025'te de devam etmesi muhtemel eşi benzeri görülmemiş bir küresel dengesizlik durumu yarattı.
Ekonomik açıdan Al-Erian, ABD dolarının hakimiyetinin kademeli olarak dağılması ve Batılı ödeme sistemlerinin gerilemesiyle dünyanın parçalanmaya devam edeceğini öngörüyor. Yeni ekonomik güçlerin ortaya çıkmasının ve belirli ülkelerin rezervlerinin çeşitlendirilmesinin, özellikle artan güvensizliğin sınır ötesi yatırımları sınırlayabileceği finans sektörlerinde, uluslararası ilişkilerin gidişatını etkilemesi bekleniyor. Bu parçalanma, ABD ve müttefiklerine bağımlılıklarını azaltmak isteyen bazı ülkelerin son zamanlarda uygulamaya koyduğu girişimler gibi, alternatif sistemlere ve yerel para birimlerine doğru bir baskı olarak kendini gösterebilir.
Ekonomik belirsizlik küresel ufukta hakim olmaya devam ediyor. Jeopolitik gerilimlerden dolayı zayıflayan finansal piyasalar istikrar kazanmaya çalışıyor. Al-Erian'ın tahminleri doğru çıkarsa yatırımcılar geleneksel piyasalardan uzaklaşıp daha güvenli yatırımları tercih edebilir. İstikrara dönüşün öngörülememesi, özellikle devlet borç sektörlerinde risklerin yukarı yönlü yeniden değerlendirilmesine yol açabilir.
Amerikan ekonomisi, diğer pek çok ülkeninkinden daha sağlam görünse de, belirsizlik dalgasından muaf değil. Başta teknoloji ve yapay zeka olmak üzere bazı sektörlerdeki güçlü toparlanmaya rağmen Al-Erian, ABD'deki ekonomik büyümenin yavaşlayabileceğine inanıyor. 2025'te tarihi zirvelere ulaşabilecek olan artan devlet tahvili getirileri, tüketiciler ve işletmeler üzerinde daha fazla baskı oluşturacak. Federal Rezerv'in karşı karşıya olduğu enflasyonist zorluklar, küresel oynaklık bağlamıyla birleştiğinde fiyat istikrarına dönüşün yönetilmesini zorlaştıracak.
Avrupa'da, bölgenin istikrarını derinden etkileyen bir dizi ekonomik ve siyasi krizle birlikte gerilimler azalmıyor. Avrupa, zayıf büyüme, büyüyen bütçe açıkları ve tüm avro bölgesini istikrarsızlaştıran durgunluk beklentileriyle karşı karşıya. Büyük ekonomik projeler ve beklenen reformlar gün ışığına çıkmakta zorlanıyor. Aynı zamanda, bir başka ekonomik dev olan Çin, 1990'larda Japonya'da yaşanana benzer bir krizden kaçınmayı başaramadı. Gayrimenkul sektörünün çöküşü ve yaşlanan nüfus, Çinli yetkililerin gerileyen bir ekonomiyi yeniden faaliyete geçirme görevini zorlaştırıyor. . Yüksek borç seviyesi, sektördeki yapısal sorunlarla birleştiğinde Çin'in toparlanmasını beklenenden daha yavaş ve daha zor hale getirebilir.
Kısacası 2024 yılı çok yönlü zorluklarla ve kalıcı istikrarsızlıklarla geçti. Küresel sahne, büyük jeopolitik ve ekonomik güçlerin baskısı altında yeniden tanımlanmaya devam ediyor. Büyük ekonomik güçler kendilerini, ekonomik hegemonya modelinin damgasını vurduğu bir geçmiş ile parçalanmanın kaçınılmaz göründüğü bir gelecek arasında bir kavşakta buluyorlar. Ekonomik belirsizlikler küresel finans piyasalarını etkilemeye devam edecek ve hükümetleri ve işletmeleri stratejilerini yeniden düşünmeye zorlayacak. Bu nedenle 2025 yılı, küresel ekonominin kendisini gerekli yeniden ayarlamalar ile yeni risk kaynakları arasında büyük ikilemlerle karşı karşıya bulabileceği çok önemli bir yıl olacağa benziyor.
Yorumlar (0)