- 16:35Fas-ABD: Savunma İş Birliği Gelişmiş Stratejik Ortaklığa Dönüşüyor
- 15:04İran, nükleer gerginlikler ortasında ABD ile yaklaşan görüşmeleri reddetti
- 14:36Dünyanın en iyi araçsız destinasyonları arasında yer alan bir Fas şehri
- 12:49Fas, 2025'te Güvenlik ve Emniyette Küresel Pozisyonunu Güçlendiriyor
- 12:10Trump, İran'ın Nükleer Tesislerinin Yok Edilmemesi Konusunda Haber Yapan Gazetecilerin Kovulmasını Talep Ediyor
- 11:33MSF, ABD destekli Gazze yardım planını yardım kisvesi altında 'katliam' olarak niteledi
- 11:01Tahran, Washington ile Nükleer Görüşmeleri Yeniden Başlatmayı Reddediyor
- 10:26Fas-İspanyol İşbirliği, "Karşılıklı Yarar Sağlayan" Bir Ortaklığın Örneği
- 09:46Guterres: BM Şartı, içinden seçim yapabileceğimiz bir menü değil
Facebook’ta Bizi Takip Edin
ABD Dışişleri Bakanı, Panama'yı Panama Kanalı'ndaki Çin etkisi konusunda uyardı
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Panama'nın Çin'in Panama Kanalı üzerindeki etkisini azaltmak için "acil değişiklikler" yapması gerektiği, aksi takdirde ABD yaptırımlarıyla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarıda bulundu. Rubio'nun dışişleri bakanı olarak gerçekleştirdiği ilk yurtdışı ziyareti sırasında gelen mesajda, Panama'nın 1999 yılında kanalın yönetimini yeniden ele almasını sağlayan anlaşmanın ihlal edildiği iddiaları ele alındı.
Rubio, Çin'in, Atlas Okyanusu'nu Pasifik Okyanusu'na bağlayan stratejik bir eksen olan ve Amerikan konteynerlerinin yaklaşık yüzde 40'ının geçtiği kanal üzerinde önemli bir kontrole sahip olduğu bildirilen varlığına dikkat çekti. Panama Devlet Başkanı José Raúl Mulino ile yaptığı görüşmede, bu durumun "kabul edilemez" olduğunu ve derhal düzeltici önlemler alınması gerektiğini, aksi takdirde ABD'nin çıkarlarını korumak için gerekli önlemleri alacağını söyledi.
Ancak Panama Devlet Başkanı, gerginliğin ciddiyetini küçümseyerek, 1999 anlaşmasının geçerliliğine yönelik ciddi bir tehdit bulunmadığını veya kanalın kontrolünün yeniden ele geçirilmesi için askeri bir çatışma çıkma ihtimalinin bulunmadığını belirtti. Mulino, Amerikalıların endişelerini gidermek için bu endişelerin "teknik görüşmeler" yoluyla tartışılmasını önerdi. Ayrıca Panama'nın, Kolombiya ve Venezuela gibi diğer Latin Amerika ülkelerine yasadışı göçmenlerin geri gönderilmesinde geçiş noktası olarak kullanılabileceğini öne sürdü.
Donald Trump ve Rubio'nun açıklamalarının da ortaya koyduğu ABD tutumu, Çin'in bu stratejik deniz yolu üzerindeki etkisinin ABD'nin endişelerini ortaya koyuyor. Trump, Çin'i Panama Kanalı'nın fiili kontrolü altında tutmakla suçlayarak, olası bir çatışma durumunda böyle bir kontrolün ABD çıkarlarına zarar verebileceğini ima etti. Gerekirse ABD'nin kanalı "geri alabileceğini" de sözlerine ekleyen Trump, ancak askeri güç kullanılmasının gerekli olacağına inanmadığını söyledi.
Durum Panama'da protestolara yol açtı ve binlerce kişi ABD'nin müdahalesine karşı çıktı. Eylemciler emperyalizmi kınadı ve ülkelerinin egemenliğini yeniden teyit etti. Gerginlikler, kanalın her iki yakasındaki birçok limanı kontrol eden Hong Kong merkezli şirketin hesaplarının denetlenmesi de dahil olmak üzere iç tedbirlere yol açtı.
ABD tarafından 20. yüzyılın başlarında inşa edilen Panama Kanalı, ABD Başkanı Jimmy Carter ile Panama hükümeti arasında imzalanan tarihi bir anlaşmanın ardından 1999 yılında Panama'ya devredildi. O tarihten bu yana ABD'nin kanal üzerindeki doğrudan kontrolü sona erdi, ancak konu özellikle Çin'in bölgedeki nüfuzunun artmasıyla birlikte hassasiyet kazanmaya devam ediyor.
Gerginlik sürerken Dışişleri Bakanı Rubio, Latin Amerika turunu sürdürerek, ABD'nin bölgesel iş birliğini güçlendirme ve göç ve ticari ilişkiler gibi konuları ele alma isteğini vurguladı.
Yorumlar (0)