-
17:17
-
17:00
-
16:39
-
16:18
-
15:39
-
15:08
-
15:00
-
14:14
-
13:29
-
12:44
-
12:00
-
11:27
-
11:15
-
10:57
-
10:35
-
09:56
-
09:23
-
09:10
-
08:43
-
08:26
-
07:46
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Erdoğan: Türkiye, Kürtler ve diğer Suriyeli topluluklar için güvenlik garantisidir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Salı günü yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Suriye'deki Kürtlerin ve diğer toplumların güvenlik ve huzurunun teminatı olduğunu belirterek, yönünü Ankara ve Şam'a çevirenlerin galip geleceğini vurguladı.
Muş'ta Malazgirt Zaferi'nin 954. yıl dönümü dolayısıyla konuşan Erdoğan, "Bölgenin tamamında kalıcı barışı savunuyoruz. Sorunların diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesini hedefliyoruz." dedi.
"Kimse unutmasın ki biz Türkler, Araplar ve Kürtler olarak kıyamete kadar bu coğrafyada yan yana yaşayacağız."
Yeni yabancı patronlar arayanların sonunda kaybedeceğini de sözlerine ekledi.
Erdoğan'ın Suriye'deki Kürt toplumuna yönelik sözleri, SDG şemsiyesi altındaki YPG'nin, bu yılın başlarında yeni Suriye yönetimiyle varılan anlaşmaya rağmen özerklik çağrısı yapan ve böylece Suriye'nin toprak bütünlüğünü tehlikeye atan açıklamalar yapmasının ardından geldi.
Mart ayında varılan anlaşmaya göre, SDG güçleri yeni Suriye ulusal ordusuyla birleşecek. Yıl sonuna kadar yürürlüğe girmesi beklenen anlaşma, Irak ve Türkiye ile tüm sınır kapılarının yanı sıra kuzeydoğudaki havaalanları ve petrol sahalarını da merkezi hükümetin kontrolüne alacak. YPG tarafından korunan binlerce DEAŞ mensubunun tutulduğu gözaltı merkezleri de hükümetin kontrolüne girecek.
Bu, Suriye'nin büyük bir bölümünün Aralık ayında diktatör Beşşar Esad'ın devrilmesine öncülük eden grubun liderliğindeki hükümetin kontrolüne geçmesini sağlayacak büyük bir dönüm noktasıdır.
Erdoğan, terörsüz Türkiye girişimine de değinerek, ülke vatandaşları arasındaki kardeşlik ilişkilerinin artırılması yönünde kısa sürede önemli mesafeler kat edildiğini söyledi.
Bazı çevrelerin süreci baltalamaya çalıştığını ancak devletin tüm kurumlarının kararlılıkla çalıştığını belirtti.
Erdoğan, "Millet, sürece kimin destek verdiğini, kimin olumsuz tavır takındığını çok iyi biliyor" dedi.
Türkiye terör sorununu tamamen çözme yolunda ilerledikçe saldırılar, sabotajlar ve saldırganlıklar artacak. Bunu bazen yalan ve dezenformasyonla, bazen de kamuoyunun hassasiyetlerine seslenerek yapacaklar. Ayrıca halkımız arasında korku yaratacak ve hem yurt içinde hem de yurt dışında ajanlar konuşlandıracaklar.
"Büyük ve güçlü Türkiye'yi, terörün olmadığı bir Türkiye'yi, ardından terörün olmadığı bir coğrafyayı hep birlikte gerçekleştireceğiz."
Hükümet müttefiki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli tarafından başlatılan terörsüz Türkiye girişimi, ilk somut ilerlemesini Şubat ayında Abdullah Öcalan'ın Bahçeli'nin çağrısını kabul edip örgütü silah bırakmaya çağırmasıyla kaydetti. Mayıs ayında PKK, kendini feshedeceğini duyurdu. Geçen ay, aralarında üst düzey bir yöneticinin de bulunduğu yaklaşık 30 PKK üyesi, Kuzey Irak'ta düzenlenen bir törenle silahlarını yaktı. Sembolik de olsa bu jest, örgütün kırk yılı aşkın süredir sürdürdüğü şiddet kampanyasında ilk kez silah bıraktığı anlamına geliyordu.
Bu ayın başlarında girişim, parlamento komitesinin kurulmasıyla bir sonraki adıma geçti.
Filistin davası
Cumhurbaşkanı, "Bugün Türkiye sadece kendi vatandaşlarının değil, tüm mazlumların umudu olmuştur."
Erdoğan, Türkiye'nin her platformda Filistin davasını savunduğunu, İsrail'in zulmüne karşı Gazzelilerin yanında olduğunu söyledi.
Mektup diplomasisi, telefon görüşmeleri, uluslararası toplantılar, 102 bin tonu aşan yardımlarla Gazze'nin haklarını ve adaletini en güçlü şekilde savunuyoruz." dedi.
Türk halkı ve hükümeti Filistin davasının önemli destekçileridir. Türkiye, Filistin'in geleneksel bir müttefiki olmuştur, ancak İsrail saldırıları daha acımasız hale geldikçe Ankara, son bir yılda eleştirilerini daha da sertleştirmiştir. Soykırım olarak adlandırdığı şeyi kınamış, İsrail ile tüm ticareti durdurmuş ve İsrail'e karşı açılan soykırım davasına katılmak için başvuruda bulunmuştur; ancak İsrail bu başvuruyu reddetmiştir.
Türkiye, insani yardım ulaştırmanın yanı sıra, İsrail'i dizginlemek için Birleşmiş Milletler, NATO ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İKÖ) gibi uluslararası kuruluşları harekete geçirmeye çalışıyor.