Fas, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Terörle Mücadele Stratejisini Sundu

Fas'ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ömer Hilale, Salı günü Güvenlik Konseyi'nde, Fas'ın Majesteleri Kral Muhammed VI liderliğinde özellikle Afrika'da terörle mücadele etmek için uygulamaya koyduğu stratejinin temel sütunlarını özetledi.

Büyükelçi, Ocak ayında Güvenlik Konseyi'nin Cezayir başkanlığı tarafından önerilen ve "Afrika'nın öncülüğünde ve kalkınmaya odaklanan terörle mücadele" başlıklı bir kamuoyu tartışmasında konuşuyordu.

Fas, Majesteleri Kral Muhammed VI'nın ileri görüşlü vizyonu doğrultusunda, terörü önlemek ve ortadan kaldırmak için çok boyutlu, proaktif ve kapsayıcı bir yaklaşıma dayanan büyük bir ulusal strateji benimsedi, diye vurguladı Hilale.

Diplomat, Krallığın uyguladığı stratejinin dört temel sütuna dayandığını açıkladı: güvenliği ve yasal çerçeveyi güçlendirmek, ekonomik ve insani kalkınmayı artırmak, dini kimliği korumak ve bölgesel ve uluslararası iş birliğini teşvik etmek.

Ayrıca Fas stratejisinin, evrensel değerler olan bir arada yaşama ve barışa dayalı ılımlı bir İslam'ı teşvik etmeye odaklandığını ve bunların Krallığın kardeş Afrika ülkeleri de dahil olmak üzere birçok ülkeyle paylaştığı ilkeler olduğunu belirtti.

Bu bağlamda, büyükelçi Afrika Uleması için Muhammed VI Vakfı ve İmamlar, Morşidinler ve Morşidatlar Eğitimi için Muhammed VI Enstitüsü'nün rolünü vurguladı ve bu iki kurumun Afrika, Avrupa ve Asya ülkelerinden gelen dini liderlerin eğitimi taleplerine aktif olarak yanıt verdiğini belirtti.

2015'teki kuruluşundan bu yana, İmamlar, Morşidinler ve Morşidatlar Eğitimi için Muhammed VI Enstitüsü'nün çeşitli Afrika ülkelerinden 3.000'den fazla yararlanıcıyı eğittiğini hatırlatarak, bu Ocak ayında Enstitü'nün Mali'den 100 imamın mezuniyetini kutladığını sözlerine ekledi.

Öte yandan, Omar Hilale, kendisine göre Afrika kıtasında barış ve güvenlik için çok ciddi bir olgu olan ayrılıkçılık, terörizm ve sınır ötesi suç arasındaki bağlantıya karşı uyardı.

Aynı şekilde, büyükelçi, El Kaide ve DEAŞ gibi bazı ayrılıkçı gruplar ile terör örgütleri arasındaki artan işbirliğini kınadı ve bu olgunun “Afrika'daki bölgesel istikrarsızlığı tehlikeli bir şekilde şiddetlendirdiğini” belirtti.

“Bu zararlı ittifaklar yalnızca terörü yaymakla kalmıyor. Kırılgan toplulukları bölüyor, toplumların yapısal zaaflarını istismar ediyor ve Afrika'da kalıcı bir güvensizlik döngüsünü körüklüyor” uyarısında bulundu ve özellikle ayrılıkçı grupların, Üye Devletlerin toprak bütünlüğünü tehdit etmek ve kalkınmalarını baltalamak için bu istikrarsızlıktan yararlanmaya çalıştıklarını belirtti.

Diplomat, uluslararası toplumun barışı, güvenliği ve hukukun üstünlüğünü tehlikeye atan bu istikrarsızlaştırıcı grupları önceden tahmin etmek, onlara karşı koymak ve onları etkisiz hale getirmek için proaktif bir şekilde harekete geçmesinin önemli olduğunu belirtti.

Bu toplantıda, Fas'ın BM Daimi Temsilcisi, Afrika'da türünün ilk örneği olan Rabat'taki ONUCT Program Ofisi'nin kurulması gibi somut eylemlerle somutlaştırılan, Krallığın BM sistemiyle ortaklığına olan kesin bağlılığını dile getirdi.

Bu Ofisin kurulması, Krallığın, kolektif sorumluluk ruhunu yansıtan işbirlikçi ve destekleyici bir yaklaşıma göre, Afrika Devletleri yararına kaliteli eğitim sağlamak amacıyla ONUCT ile uzmanlığı bir araya getirme konusundaki kararlı bağlılığını göstermektedir, dedi ve 2021'deki kuruluşundan bu yana bu yapının 38 Afrika ülkesinden 2.000'den fazla acenteyi eğittiğini hatırlattı.

Hilale ayrıca, Fas'ın Afrika ülkelerinin ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamak amacıyla bu ortaklığı güçlendirmek ve çeşitlendirmek için çalışmaya devam etme isteğini yineledi. Ayrıca, Afrika'daki terörle mücadele ve güvenlik teşkilatlarının başkanlarını bir araya getiren üst düzey bir etkinlik olan ve 3. edisyonu Haziran 2024'te Fez'de gerçekleşen Marakeş Platformu'ndan da bahsetti.

Büyükelçi ayrıca terörle mücadelenin güvenlik çerçevesinin çok ötesine geçtiğini belirtti. Hilale'ye göre, bu, insan haklarının ve temel özgürlüklerin korunması, barış ve insan onurunun değerlerinin korunması ve ortaklıkların ve uluslararası iş birliğinin teşvik edilmesinin, bu belanın temel nedenlerini ortadan kaldırmak ve etkilerini ve tahribatını sürdürülebilir şekilde önlemek için temel kaldıraçlar haline geldiği küresel ve bütünsel bir dinamiğin parçasıdır.