- 12:30Türkiye ve Pakistan iş birliğini ve bağları güçlendirme kararlılığını teyit etti
- 11:45Rosatom, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin ikinci reaktörünün temel ekipmanlarının montajını tamamladı.
- 11:00Fas'ta Yapay Zeka: Boşa Harcanan Bir Fırsat mı Yoksa Uzun Zamandır Beklenen Bir Dönüşüm mü?
- 10:47Fransız Ticaret Bakanı ikili ilişkileri güçlendirmek için Fas'ı ziyaret ediyor
- 10:15Donald Trump'ın 13-16 Mayıs tarihleri arasında Orta Doğu'da olması bekleniyor
- 09:43Fas, elektrikli otomobil sektöründe Kuzey Afrika'nın yükselen gücü konumunda.
- 09:30Fas ile Avrupa Birliği arasındaki ticaret 2024'te 60 milyar avroyu aşacak
- 09:03Fas Sahrası: Uluslararası alanda özerkliğin nihai çözüm olarak yaygın desteği
- 08:53IMF, Fas ekonomisi için 2025'te %3,9 büyüme öngörüyor
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Fas Sahrası: Uluslararası alanda özerkliğin nihai çözüm olarak yaygın desteği
Batı Sahra sorunu, uluslararası alanda yaşanan hızlı gelişmelerin ortasında, Fas'ın 2007'de sunduğu özerklik önerisine yönelik desteğin giderek artmasıyla birlikte son aşamasına doğru ilerliyor. Gerçekçi ve güvenilir bir siyasi çözüm olarak bu öneri, giderek daha fazla sayıda ülke ve bölgesel ve uluslararası örgüt tarafından kabul görüyor.
Son diplomatik göstergeler bu eğilimi yansıtıyor; Afrika, Arap ve Asya ülkeleri tarafından Laayoune ve Dakhla kentlerinde başkonsoloslukların açılmasında artış görülüyor. Bu, Fas'ın güney eyaletleri üzerindeki egemenliğinin tanınmasının pratik bir göstergesi. Başta ABD, İspanya ve Almanya olmak üzere büyük uluslararası güçlerin açık tutumları, bu sürece daha fazla ivme kazandırdı; zira bu ülkeler, özerklik girişiminin çatışmanın çözümü için ciddi ve güvenilir bir temel olduğuna dair desteklerini teyit ettiler.
Konuyu yakından takip edenler, Polisario Cephesi'nin diplomatik nüfuzunun azalması ve bölgesel ve uluslararası alanda giderek yalnızlaşmasının, soruna nihai bir çözüme yaklaşıldığı yönündeki hipotezi güçlendirdiğini ileri sürüyorlar. Ayrılıkçı öneri, değişen güç dengeleri ve sürece dahil olan birçok ülkenin önceliklerinin değişmesi nedeniyle artık önceki dönemlerdeki kadar destek görmüyor.
Krallığın Afrika düzeyinde, ister resmi diplomasi yoluyla, ister ekonomik ve insani iş birliği yoluyla olsun, yürüttüğü çabalar, kıtada önemli bir güç olarak konumunu pekiştirmiştir. Bu durum, Fas'ın toprak bütünlüğünün artık müzakere edilemez olduğunu düşünen bir dizi Afrika ülkesinin tutumuna da yansımıştır.
Fas ise BM gözetiminde barışçıl çözüm seçeneğine bağlı kalmaya devam ederken, Sahra üzerindeki egemenliğin müzakere konusu olmadığını vurguluyor. Aksine, bölgenin istikrarını ve kalkınmasını sağlamak amacıyla güney eyaletlerine Fas egemenliği altında genişletilmiş özerklik verilmesi çerçevesinde tartışmalar yürütülüyor.
Gözlemciler, dosyada şu anda ortaya çıkan dinamizmin, on yıllardır süren bu yapay çatışmanın yakın zamanda sona ereceğine işaret ettiği görüşünde. Uluslararası toplumun, özerklik önerisinin, Fas'ın egemenliğine saygı gösteren ve aynı zamanda bölge halkının isteklerini de karşılayan sürdürülebilir bir siyasi çözüme ulaşmak için en uygun çerçeveyi temsil ettiğine giderek daha fazla inandığını belirtiyorlar.
Bu bağlamda, önümüzdeki dönemde diplomatik temasların ve girişimlerin yoğunlaşması, sorunun kesin çözümüne yönelik yeni bir yaklaşımın geliştirilmesi ve Afrika kıtasının en eski ve en uydurma çatışmalarından birine son verilmesi amacıyla daha geniş bir uluslararası mutabakat oluşturulması hedeflenmektedir.
Yorumlar (0)