-
13:00
-
12:15
-
11:30
-
11:07
-
10:43
-
10:00
-
09:15
-
08:57
-
08:29
-
08:08
-
07:45
-
16:41
-
15:51
-
15:24
-
14:14
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Fosfattan uranyum çıkarımı, Fas'ı küresel nükleer kulübün kapılarına getiriyor
Fas, önemli bir stratejik adım atmak üzere. Muazzam fosfat rezervleriyle krallık, yakında uranyum üreten seçkin ülkeler grubuna katılabilir ve enerji bağımsızlığı ve jeopolitik nüfuz açısından yeni bir dönemin yolunu açabilir.
Orta Doğu Enstitüsü tarafından yayınlanan bir rapora göre, Fas fosfat kayaçları 6,9 milyon tona kadar uranyum içeriyor. Bu miktar, şu anda yaklaşık 1,7 milyon tonu konvansiyonel madenlerden elde edilen uranyumla dünya lideri olan Avustralya'nın üç katı olabilir. Bu tahminler doğrulanırsa, Fas, bu stratejik metalin dünyadaki en büyük rezervine sahip ülke olabilir.
Dünyanın önde gelen fosfat ihracatçısı ve dünya teyitli rezervlerinin %70'inden fazlasına sahip olan Fas, her yıl ağırlıklı olarak OCP grubu aracılığıyla 40 milyon tondan fazla ham cevher işliyor. İkincisi, ülkenin fosfattan uranyum çıkarma olasılığını araştırdığı bir enerji devriminin merkezinde yer alıyor. Bu işlem, uranyum oksitin (ünlü "sarı kek") fosforik asitten izole edilmesini içeren bir işlemdir.
Daha önce Amerika Birleşik Devletleri ve Belçika tarafından geliştirilen bu teknoloji, artık daha temiz enerji kaynaklarına geçiş sürecinde yeniden ilgi görüyor. Fas için bu, iki stratejik kaldıracı birleştirmek için eşsiz bir fırsat sunuyor: gübreler aracılığıyla küresel gıda güvenliği ve uranyum tedarikleri aracılığıyla enerji güvenliği.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından sıkı bir şekilde düzenlenen uranyum üretimi, 1957'de ajansın sözleşmesine katılan ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'nı imzalayan krallık için yeni bir şey değil. Ülkenin Maâmora'da halihazırda CNESTEN adlı bir nükleer araştırma merkezi bulunuyor ve burada düzenli olarak UAEA gözetiminde çalışan bir reaktör, atom enerjisinin barışçıl kullanımına olan bağlılığını gösteriyor.
Uzmanlar için, bu sektörün gelişimi küresel jeoekonomik dengeleri bozabilir. Fas, potansiyel bir uranyum tedarikçisi olarak, siyasi açıdan istikrarsız bölgelere olan enerji bağımlılığını azaltırken küresel arz kaynaklarının çeşitlendirilmesine de katkıda bulunacaktır. Bu da Avrupa ve Afrika ile yeni enerji ittifaklarının ortaya çıkmasına yol açabilir.
Bu proje, güneş ve rüzgar enerjisine yapılan büyük yatırımları tamamlayan daha geniş bir enerji egemenliği vizyonunun bir parçasıdır. Uranyum, endüstriyel ihtiyaçları, elektrik üretimini ve deniz suyu tuzdan arındırmayı desteklemek için istikrarlı ve sürdürülebilir bir temel sağlayacaktır.
Ekonomik yönlerinin ötesinde, bu yönelim Fas'ın doğal kaynaklarını etki ve sürdürülebilir kalkınma aracı olarak kullanma arzusunu yansıtmaktadır. İşletme aşaması henüz tanımlanmamış olsa da, her şey krallığın fosfatındaki "gizli hazinenin" önümüzdeki yıllarda küresel enerji haritasını yeniden tanımlayabileceğini gösteriyor.