- 17:00Yahoo, kullanıcı deneyimini geliştirmek için yapay zekayla desteklenen yeni mesajlaşma uygulamasını başlatıyor
- 16:30İslam alimleri uluslararası forum için Türkiye'nin Gaziantep'inde bir araya geldi
- 16:20Petrol, Ukrayna'daki çatışmaların yoğunlaşmasıyla yükseldi
- 16:00Önemli olaylar: Fas'ın çekiciliği için stratejik bir kaldıraç
- 15:10Türk "Akıncı" uçağı, Fas'ın askeri yeteneklerinde "niteliksel bir ilerleme" oluşturuyor
- 14:35Wi-Fi 8: Yeni Özellikler Daha Hızlı, Daha Kararlı İnternet Bağlantısı Sağlıyor
- 14:05Çalışma, ChatGPT'nin tıbbi durumların teşhisinde doktorlardan daha iyi performans gösterdiğini gösteriyor.
- 13:30Fas, F-16 uçakları için görev planlama sistemlerini desteklemek üzere ABD Savunma Bakanlığı ile sözleşme imzaladı
- 13:05Danimarkalı Green Energy şirketi, Fas'ta yenilenebilir enerji yatırımları kapsamında Dakhla'da bir ofis açtı
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Fransa, Fas Sahra özerklik planını tanıyor: Xavier Driencourt'un analizi
Fransız günlük Le Figaro bu Salı günü , Fransa'nın eski Cezayir büyükelçisi Xavier Driencourt ile Fransa'nın Fas Sahra'sına ilişkin yeni pozisyonunun sonuçlarını analiz ettiği bir röportaj yayınladı . Fas'ın 2007'de önerdiği özerklik planının çatışmanın çözümü için tek temel olarak kabul edilmesinin, bu konu etrafındaki uluslararası dinamik üzerinde önemli yansımaları olabilir.
Stratejik bir karar
Fransa'nın eski Cezayir büyükelçisi Xavier Driencourt, Fransa'nın özerklik planını Fas Sahrası çevresindeki çatışmayı çözmenin tek temeli olarak tanıma kararının etkilerine dikkat çekiyor. Bu diplomata göre bu karar uluslararası dinamiği Fas lehine etkileyecek gibi görünüyor. Fransa, Sahra'nın Faslılarına daha geniş bir destek sağlayarak, bölgedeki kilit bir ortakla ilişkilerini güçlendirirken, yaklaşık 50 yıldır süren bu çatışmanın çözümünde belirleyici bir rol oynayabilir.
Driencourt'a göre Fransa'nın Sahra üzerindeki Fas egemenliğini destekleme kararı, "karlı olmayan" statükonun ötesine geçme arzusunun bir parçası. Paris'in bu konumun avantajlarını ve dezavantajlarını tarttığını ve Fas'la güçlendirilmiş bir ilişkinin faydalarının artık Cezayir ile böyle bir kararın potansiyel maliyetlerinden daha ağır bastığı sonucuna vardığını açıkladı.
"Benim bakış açıma göre kesinlikle. Cezayir tarafında hiçbir gelişme yok ya da çok az ilerleme var ve hükümet her iki tarafın avantajlarını ve dezavantajlarını tarttı. Her şey göz önüne alındığında, Cezayir tarafında daha fazla avantajın olduğu şüphesiz tahmin ediliyor. Cezayir'le iddiayı sürdürmek yerine Rabat'a yaklaşmak" dedi. Ve şunu ekledi: "Paris'te Cezayir'in olası tepkilerini biliyoruz ve tahmin ettiğimizi de tahmin ediyorum. Ama açıkçası en çok kim kaybedecek? Cezayir ile ekonomik işbirliğini abartmayalım, Fransız şirketlerinin Fas'ta daha fazla çıkarı var (örneğin fırsatlar) Futbol Dünya Kupası organizasyonu tarafından oluşturulmuştur)".
Cezayir ile Gerilimin Artmasını Önleyin
Fransa ile Cezayir arasındaki ilişkilere ilişkin olası sonuçlara gelince, Driencourt, Cezayirli yetkililerin kendi çıkarlarına zarar verebilecek bir gerilimden kaçınmak için dikkatli davranmaları gerektiğine inanıyor. Kendisi, Fransa'nın, başta vizeler ve diplomatik pasaportlarla ilgili anlaşmalar olmak üzere, gerektiğinde kullanılabilecek çeşitli baskı araçlarına sahip olduğunu hatırlatıyor. Ona göre Cezayir, Paris'in ciddi kısıtlamalara yol açabileceği önlemlerden kaçınarak her şeye sahip olacak.
"Aklımızı nasıl koruyacağımızı bilmeliyiz, özellikle de Paris söz konusu olduğunda, eğer istenirse çok hızlı bir şekilde kullanılabilecek çeşitli araçlara sahip olduğundan. Örneğin, tabii ki, vizeler, 1968'de imzalanan anlaşmanın kurulumu. Diplomat, Fransa'daki Cezayirlilerin yanı sıra, daha da ileri gitmek istersek, diplomatik pasaport sahibi Cezayirlileri vizeden (yani tüm sivil ve askeri liderlerden), sosyal güvenlik anlaşmalarından vb. muaf tutan 2007 tarihli anlaşmayı da merak ettiğini hatırlıyor. "Cezayir'in Fransa'yı bu yola itmekte çıkarı var mı?"
Ve diplomat şunu doğruladı: "Her zaman olduğu gibi, büyükelçinin geri çağrılması, olağan önlemler vb. konusunda bir Cezayirlinin "somurtması" kesinlikle söz konusu olacaktır. Peki ya sonra? Birkaç hafta içinde her şeyin gidişatına devam edeceğiz. "işler her zamanki gibi" olsun... Cezayir Devlet Başkanı'nın seçim kampanyasında olduğunu ve en azından seçim tarihi olan 7 Eylül'e kadar Paris'e kaşlarını çatarak büyük gürültü yapmakta çıkarı olduğunu unutmayalım. Her zaman karşılığını verir.