-
13:00
-
12:15
-
11:30
-
11:17
-
10:44
-
10:00
-
09:34
-
09:15
-
08:52
-
08:30
-
08:26
-
07:45
-
07:14
-
dün
-
dün
-
dün
-
dün
-
dün
Facebook’ta Bizi Takip Edin
İklim değişikliği şehirleri yeniden şekillendirirken Türkiye'de yaz selleri artıyor
Giderek daha sık görülen şiddetli yağışların neden olduğu yoğun yaz selleri, iklim değişikliğinin dünya çapında hava düzenlerini değiştirmesiyle birlikte büyük bir endişe kaynağı haline geliyor. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politika Uygulama ve Araştırma Merkezi yönetim kurulu üyesi Profesör Murat Türkeş, bu artan riskleri ele almak için küresel ölçekte kentsel altyapının yeniden tasarlanmasının acil bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Son yıllarda, yaygın hasara yol açan ani ve şiddetli yaz sellerinde keskin bir artış görüldü. Türkeş, bu tür sellerin, kısa süreli ve güçlü sağanak yağışların kuru zemine büyük miktarda yağmur veya dolu bırakması ve emilim yerine hızlı yüzey akışına neden olmasıyla meydana geldiğini açıkladı.
Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde 11 Ağustos 2021'de meydana gelen yıkıcı sel, insan yerleşimlerinin doğal manzaralara daha fazla saygı gösterilerek planlanması gerektiğini göstermektedir. Türkeş, ormansızlaşma, eski nehir yataklarının tahribi ve kötü düzenlenmiş kentsel yapılaşma gibi faktörlerin yoğun yaz yağmurlarının etkisini daha da artırdığını vurguladı.
Ayrıca, artan sıcaklıkların buharlaşmayı artırarak atmosferdeki nem seviyelerinin yükselmesine neden olduğunu açıkladı. Sıcak ve nemli hava, daha soğuk hava kütleleriyle çarpıştığında, gök gürültülü fırtınalara ve şiddetli yağışlara yol açan atmosferik istikrarsızlık yaratır. Bu koşullar genellikle yaz aylarında nehirlerin taşmasına, sellere, heyelanlara ve su baskınlarına neden olur.
Yaz selleri geleneksel olarak muson ve tropikal bölgeleri etkilerken, iklim değişikliği bu olayların Türkiye'nin çeşitli bölgeleri de dahil olmak üzere ılıman kuşaklara yayılmasına neden olmaktadır. Türkeş, coğrafi özellikleri nedeniyle kuzeybatı, batı ve doğu Karadeniz bölgelerinin yanı sıra kuzeydoğu, güneybatı, orta ve güneydoğu Anadolu'nun özellikle savunmasız olduğunu belirtmiştir.
Türkeş'e göre, eskiden 100 veya 500 yılda bir beklenen yağış yoğunlukları artık daha sık görülüyor. Nehir sistemlerinin iyi yönetildiği Avrupa'da bile, taşkın savunma sistemleri ve altyapı, aşırı yağışların artan yoğunluğuyla başa çıkmakta zorlanıyor ve bu da uzun süreli kentsel su baskınlarına neden oluyor.
Türkeş, bu zorluklarla mücadele etmek için dünya çapında kapsamlı altyapı reformları çağrısında bulunuyor. Yerel coğrafyaya, nehir yapılarına, doğal su yollarına ve nüfus dinamiklerine göre tasarlanmış kentsel drenaj sistemlerinin önemini vurguluyor. Kanalizasyon şebekelerinde yağmur suyu toplama ve deşarjı için ayrı sistemler, taşkın risklerini azaltmak için kritik öneme sahip.
Ayrıca, şehirlerdeki eski nehir yataklarının ve taşkın yataklarının korunması ve bu taşkın riskli alanlarda inşa edilen yerleşim yerlerinin kaldırılması, gelecekteki felaketlerin önlenmesi için önemli adımlardır.
Aşırı hava olayları daha sık ve şiddetli hale geldikçe uzmanlar, altyapı ve şehir planlamasının uyarlanmasının, toplumları korumak ve iklim değişikliğine karşı dirençli şehirler sağlamak açısından hayati önem taşıdığı konusunda hemfikir.