- 19:00Rus-ABD diplomatları yakınlaşmayı hızlandırmak için İstanbul'da buluştu
- 18:00Sayın Mestrallet: Fas'ın enerji konularında olağanüstü varlıkları var
- 17:30Öcalan, PKK'yi silah bırakmaya ve kendini feshetmeye çağırdı
- 17:26Fas Sahrası: Özerklik planı, bu yapay çatışmayı kesin olarak sona erdirmenin “tek çözümü”dür
- 17:00“Afrika Aslanı 2025” Tatbikatının Son Planlama Toplantısı
- 16:15Fas'ta Ramazan'a hazırlık: Bir adanmışlık ve dayanışma ayı
- 15:30Türkiye, müteahhitlik ve teknoloji alanında Finlandiya ile iş birliği arayışında
- 14:50Rekor küresel borç 318 trilyon dolara ulaştı
- 14:10Macron, Ukrayna'nın mineralleri konusunda Trump ile rekabet ediyor
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Öcalan, PKK'yi silah bırakmaya ve kendini feshetmeye çağırdı
Kürdistan İşçi Partisi (PKK) lideri Abdullah Öcalan, perşembe günü partisinin silahları bırakması ve kendisini feshetmesi çağrısında bulunarak, bunun için "tarihi sorumluluk" aldığını söyledi.
İmralı (Baraj Partisi) heyetinin İmralı Adası'ndaki cezaevinde Öcalan'ı ziyaretinin ardından Kürtçe Ahmed Türk ve Türkçe Pervin Buldan tarafından okunan çağrı metni şöyle: Öcalan, parti yönetiminin partiyi feshetmeye karar vermek üzere toplantı düzenlemesini istedi.
Öcalan açıklamasında, “Barış ve demokratik toplum çağrısıdır. PKK, tarihin en vahşi dönemi olan yirminci yüzyılda, iki dünya savaşının gölgesinde, gerçekçi sosyalizm anlayışında, dünyanın tanık olduğu Soğuk Savaş ortamında, Kürt gerçekliğinin inkârında, başta ifade özgürlüğü olmak üzere özgürlüklerin kısıtlandığı bir ortamda doğdu.
“Teorik, programatik, stratejik ve taktiksel olarak parti, 20. yüzyılın gerçekçi sosyalist sisteminden büyük ölçüde etkilenmişti. Gerçekçi sosyalizmin 1990'larda içsel nedenlerle çökmesi, ülkenin kimlik inkar politikasının gerilemesi ve ifade özgürlüğündeki gelişmelerle parti önemini yitirdi ve aşırı gereksiz hale geldi. Sonuç olarak, muadilleri gibi rolünü tamamladı ve feshedilmesi gerekli hale geldi,” diye ekledi.
“Bin yıldan fazla bir süredir Türkler ve Kürtler varlıklarını sürdürmeye ve egemen güçlere karşı koymaya çalışmış, bu da gönüllülüğe dayalı ittifakı onlar için kalıcı bir zorunluluk haline getirmiştir, ancak kapitalist modernite son iki yüz yıldır bu ittifakı parçalamayı birincil hedef haline getirmiştir. Farklı güçler bundan etkilenmiş ve sınıf temelleri üzerinden bu yöne doğru hareket etmişlerdir. Cumhuriyetin tek taraflı yorumlarıyla bu süreç hızlanmıştır. Bugün çok kırılgan hale gelen bu tarihi ilişkiyi inançları da dikkate alarak kardeşlik ruhuyla yeniden düzenlemek zorunlu hale gelmiştir” diye vurguladı Öcalan.
"Demokratik bir topluma duyulan ihtiyaç inkar edilemez. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve en şiddetli ayaklanması olan PKK'nın güç ve destek kazanabilmesi, demokratik siyaset kanallarının kapanmasının bir sonucudur. Ayrı bir ulus-devletin yaratılması, federalizm, özerklik veya kültürcü çözümler gibi aşırı milliyetçi eğilimlere dayanan çözümler, toplumun tarihi toplumsal haklarının taleplerini karşılamamaktadır."
“Kimliğe, ifade özgürlüğüne, demokratik örgütlenmeye saygı gösterilmesi, her grubun kendi temelleri doğrultusunda toplumsal, ekonomik ve siyasal yapıların oluşturulması ancak demokratik bir toplumun ve demokratik siyasal alanın varlığıyla sağlanabilir.”
"Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının demokrasiyle taçlandırılmadığı sürece kalıcı ve kardeşçe bir sürekliliğe kavuşamayacağını vurguladı. Yeni sistemler aramak ve başarmak için demokrasiden başka yol yoktur ve mümkün olmayacaktır. Temel yol demokratik mutabakattır. Barış ve demokratik toplum döneminde gerçeklikle uyumlu bir dil de geliştirilmelidir."
"Sayın Devlet Bahçeli'nin çağrısı, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu irade ve diğer siyasi partilerin bu çağrıya yönelik olumlu tutumlarıyla oluşan mevcut iklimde, silahların terk edilmesini istiyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu taşıyorum."
Açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı: “Zorla sonlandırılmamış tüm çağdaş toplumlar ve partiler gibi. Bir konferans düzenlemeyi ve devlet ve toplumla birleşmeyi kararlaştırdılar. Tüm gruplar silahlarını bırakmalı ve PKK kendini dağıtmalıdır. Birlikte yaşamaya inanan ve çağrıma cevap veren tüm gruplara selamlarımı gönderiyorum.”
Yorumlar (0)