- 08:15Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şaraa Şam'da İki Suikast Girişiminden Kurtuldu
- 07:45İsrail-İran çatışmasındaki son gelişmeler, an be an
- 22:50Fas, Bombardier Global 6500 Elektronik Harp Uçağı Satın Alacak
- 22:19Avrupa dışişleri bakanları Salı günü İsrail-İran gerginliğini görüşecek
- 15:06Erdoğan, Şara'ya Suriye'nin İsrail-İran çatışmasının dışında tutulması gerektiğinin altını çiziyor.
- 14:26İran'ın ABD'yi İsrail'in saldırganlığından sorumlu tuttuğuna dair sağlam kanıt
- 13:44Sahra: Fas, İngilizce Konuşulan Afrika'daki Dayanağını Sağlamlaştırıyor
- 13:11Majesteleri Kral Muhammed VI: Güney-Güney İşbirliğini Kurmada Bir Afrika Lideri
- 12:32Üçüncü gün için... İran ve İsrail yıkıcı saldırılar gerçekleştiriyor - Son gelişmeler, an be an
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Omar Hilale, BM C24 toplantısında Cezayir'in Sahra'daki rolünü eleştirdi
Son zamanlarda Timor-Leste'deki Dili'de çalışmalarını tamamlayan BM 24 Komitesi'nin (C24) bölgesel semineri, iki cevap hakkı şeklinde her zamanki Fas-Cezayir sözlü alışverişleriyle damgalandı.
Cezayir heyetinin başkanı, kendine özgü filippiklerine, şiddetli kışkırtmalarına ve yanıltıcı iddialarına sadık kalarak, ülkesinin Fas'ın söyleminde tek başına gösterilmesine karşı çıktı ve Fas Sahra anlaşmazlığının tarafı olmadığını iddia etti.
Fas'ın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ömer Hilale, "sadece Cezayir'in açıkça kabul ettiği gerçekleri ve eylemleri hatırladığını" söyleyerek, "'Polisario'yu kim yarattı? Cezayir'di. Nerede bulunuyor? Cezayir topraklarında. Bunu kim finanse ediyor? Cezayir'di. Fas'a karşı diplomatik kampanyaları kim yönetiyor? Yine Cezayir" diye sordu. Bu yüzden Cezayir'in son Güvenlik Konseyi kararlarının her birinde beş kez atıfta bulunulduğunu ekledi.
Cezayir'in sözde gözlemci statüsüne tepki gösteren büyükelçi, "Ne yazık ki Cezayir tedavi edilemez bir şizofrenik patolojiden muzdarip. Çatışmanın tarafı değil, aynı zamanda üç yıldır siyasi sürecin yeniden başlamasına karşı çıkıyor ve böylece bu bölgesel anlaşmazlığın siyasi çözümünü engelliyor" dedi.
Hilale ise Cezayirli diplomatı, “Cezayir’in anlatısı 2000 yılında sona erdiği ve son 25 yılda gerçekleşen önemli gelişmeleri görmezden geldiği için eski +yazılım+ kullandığı” için eleştirdi ve “Cezayir’in 2000’den beri Güvenlik Konseyi kararlarına neden hiç atıfta bulunmadığını” merak etti.
Cezayir, referandumun ölümünü kabul ederek, Fas özerklik girişiminin üstünlüğünü tanıyarak, Cezayir’i açıkça sorumlu tutarak ve Fas girişiminin lehine olan uluslararası ivmeyi belirterek, pozisyonunun temelleriyle çeliştikleri için bunlara hiç atıfta bulunmuyor.
Cezayir’in, yalnızca bu anlaşmazlığın başlangıç dönemine odaklanan ve bugüne kadarki olumlu diplomatik gelişmelerine odaklanmayan tek merkezli bir söyleme başvurarak bunu görmezden gelmeye devam ettiğini söyledi.
Cezayirli diplomatın ülkesinin Afrika kurtuluş hareketlerinin Mekke'si olduğu ve olmaya devam edeceği iddiasına tepki gösteren Büyükelçi Hilale, "1960'larda bu bir efsane olabilirdi. Ancak şu anda Cezayir istikrarsızlığın Mekke'sidir. Terörist grupların, ayrılıkçılığın ve kendi ülkelerine karşı silahlanmak isteyen herkesin Mekke'sidir" diyerek, "Ne yazık ki Cezayir'in Mağrip ve Sahel'deki istikrarsızlaştırma politikası, Afrika'da El Kaide ve DEAŞ terörizmine geniş bir yol açtı" dedi.
Son olarak Hilale, Cezayir heyetinin başkanının kendi kaderini tayin hakkıyla ilgili övünmesini, "Cezayir'in söylemine güvenilirlik kazandırmak için, öncelikle kendi topraklarında yaşayan ve kendi kaderini tayin hakkı iddiaları Cezayir Devleti'nin kurulmasından çok öncesine dayanan Kabyle halkına bu hakkı vermesi gerektiğini" söyleyerek çürüttü.
Yorumlar (0)