- 17:02Suriye, İsrail ile Ayrılma Anlaşmasına Geri Dönmeye Hazır Olduğunu Duyurdu
- 16:29İsrail'in bölgedeki saldırıları Filistinlilere baskı yapmayı amaçlıyor: Erdoğan
- 16:15Fas, İslami Finansla Bölgesel Finans Merkezi Olarak Rolünü Güçlendiriyor
- 16:00Bouayach: İnsan hakları kurumları ile ulusal mekanizmalar arasındaki iş birliği, hakların etkili bir şekilde korunmasını sağlamak için elzemdir
- 15:30Hamas, Gazze ateşkesi konusunda Filistinli gruplarla istişarelerde
- 15:15Sahra Özerklik Projesi: Fas Modelinin Kurumsal Yeniden Tasarımına Doğru
- 14:42Trump'ın vatandaşlıktan çıkarma hamlesi vatandaşlık hakları konusunda alarm zillerini çalıyor
- 14:07Ekvador, Sahra Çatışmasının Çözümü İçin Fas Özerkliğini Destekliyor
- 13:56Liberya, Fas'ın Sahra Üzerindeki Egemenliğine Desteğini Tekrarlıyor
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Sahra Özerklik Projesi: Fas Modelinin Kurumsal Yeniden Tasarımına Doğru
Fas'ın Fas Sahrası'ndaki çatışmayı çözmek için önerdiği özerklik planı artık basit bir müzakere teklifi değil. Pan-Afrikan medya kuruluşu Jeune Afrique tarafından yayınlanan bir rapora göre, bu proje artık Krallığın yönetim modelini kökten değiştirebilecek büyük bir stratejik yön olarak ortaya çıkıyor.
2007'de Birleşmiş Milletler'in dikkatine sunulan özerklik planı artık Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İspanya ve Birleşik Krallık gibi önde gelen uluslararası güçlerden giderek artan bir destek görüyor. Bu destek, Fas'ın bu projenin uluslararası toplumun bir kısmının ifadesiyle anlaşmazlığa "tek gerçekçi çözüm" oluşturduğu yönündeki pozisyonunu güçlendiriyor.
Belgede Fas planının yerel parlamento, geniş yetkilere sahip bir yürütme organı, özerk bir yargı sistemi ve belirli bir mali ve finansal rejim de dahil olmak üzere seçilmiş bölgesel kurumların oluşturulmasını öngördüğü belirtiliyor. Ancak merkezi hükümet savunma, diplomasi ve din konularında egemen yetkileri elinde tutacak.
Çatışmayı çözmenin ötesinde, bu proje Fas'ın kurumsal mimarisinin modernizasyonunda belirleyici bir adım olabilir. Röportaj yapılan uzmanlara göre, bu modelin güney illerinde uygulanması, bölgesel özerkliğin, toprak eşitliği ruhuyla Krallığın tüm bölgelerine genelleştirilmesinin önünü açacaktır.
Bu değişim, 2011 anayasa reformundan kaynaklanan belirsiz formüllerin ötesine geçerek, bölgesel özerklik ilkesini yasal olarak sabitlemek için net bir anayasal revizyon gerektirecektir. Ayrıca, şu anda devlet denetiminin garantörü olan İçişleri Bakanlığı'nın rolünün, yerel sorumluluk ve sübvansiyona dayalı kurumsal iş birliği lehine yeniden düşünülmesini de içerecektir.
Bu reformun uygulanması, siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum, akademi ve diasporayı içeren geniş bir ulusal istişare süreci gerektirecektir. Amaç, modern ve kapsayıcı toprak yönetimine dayalı yeni bir demokratik sözleşme inşa etmek olacaktır.
Bölgesel bir anlaşmazlığa diplomatik bir yanıt olarak başlayan şey, böylece Fas devletinin yeniden kurulmasına yol açabilir. Böyle bir dinamik, merkezdeki büyük siyasi gelişmeler için genellikle çevresel krizlerin katalizör görevi gördüğü Krallığın tarihiyle tutarlı olacaktır.
Yorumlar (0)