- 23:27BMW, Çin'deki hizmetlerine yapay zekayı entegre etmek için ByteDance ile ortaklığını güçlendiriyor
- 20:15ABD'nin Fas Sahrası'nı Tanıması: Marco Rubio Net Bir Mesaj Gönderiyor
- 14:31Çin Ticaret Barışı Çağrısında Bulundu, Ancak Yanıt Vermeye Hazır
- 13:40Fas, 2025 yılına kadar büyük otel projeleriyle Afrika'daki turizm liderliğini güçlendiriyor.
- 13:17Komorlar, Fas Sahrası'na desteğini yeniliyor ve SADC'nin siyasallaşmasını reddediyor
- 12:51NASA'nın en yaşlı aktif astronotu 70. doğum gününde Dünya'ya geri döndü
- 11:54BM, ABD'nin Yemen petrol limanına düzenlediği saldırılar konusunda derin endişelerini dile getirdi
- 10:32Fas Sahrası: Amerikan pozisyonu “açık ve net”
- 20:55Siel 2025: Rabat'ta kültür ve edebi mirası kutlamak
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Yapay zekanın rolü: Bilişsel yeteneklerimiz için bir tehdit mi?
Yapay zeka (YZ), tartışmasız insanlık tarihinin en devrim niteliğindeki teknolojilerinden biri ancak bilişsel yeteneklerimiz üzerindeki etkisiyle ilgili önemli soruları da gündeme getiriyor. Aslında yapay zeka, insan düşünce sürecinin yerini alabilecek ilk teknolojidir. Bir zamanlar formüllerin anlaşılmasını gerektiren ancak hesaplamaları kolaylaştıran Excel gibi programların aksine, modern sinir ağları artık çok daha esnek algoritmalara sahip. Bu teknolojiler daha da karmaşıklaştıkça, düşüncelerimizi "ele geçirebilir" ve entelektüel yeteneklerimize meydan okuyabilirler.
Yapay zekanın öğrencilerin akademik performansı üzerindeki etkisi giderek daha görünür hale geliyor. Örneğin, yapılan araştırmalar yapay zeka kullanan öğrencilerin, kullanmayanlara göre matematikte daha kötü performans gösterdiğini ortaya koymuştur. Pennsylvania Üniversitesi araştırmacılarının yaklaşık 1.000 Türk lise öğrencisiyle yaptığı çalışmada, ChatGPT kullananların hazırlık döneminde daha fazla soruyu doğru çözmelerine rağmen final sınavlarında yüzde 17 daha kötü performans gösterdikleri, akranlarına göre yüzde 48 ile yüzde 127 arasında iyileşmeler sağladıkları ortaya çıktı.
Bu bulgular, yapay zekanın temel vaatlerinden biri olan kişiselleştirilmiş eğitim sağlama ve akademik başarıya yardımcı olma potansiyeli hakkında soruları gündeme getiriyor. Çalışmanın yazarlarının da belirttiği gibi, sinir ağları öğrenme sürecinde "koltuk değneği" görevi görüyor. Bu durum, öğrencilerin gerçek eleştirel düşünme becerileri edinmelerini sağlamak için onları eğitim sistemine dikkatli bir şekilde entegre etme ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır.
Arnavut öğrenciler üzerinde yapılan diğer araştırmalar, sinir ağlarının aşırı kullanımının, öğrencilerin bağımsız problem çözme becerilerinin gelişimine zarar verebileceğini göstermiştir. Nitekim öğrenciler bu araçlara aşırı bağımlı hale gelebilir ve yapay zekanın yardımı olmadan entelektüel veya mesleki zorlukların üstesinden gelemeyebilirler. Üstelik ChatGPT gibi programlar öğrencilerin yeni bilgiyi derinlemesine özümseme etkinliğini tehlikeye atabilir ve öğrencilerin temel olgular ve süreçler hakkında yalnızca yüzeysel bir anlayışa sahip olmalarına neden olabilir. Sonuç: sınırlı bilgi ve düşük düzeyde uzmanlık.
Yorumlar (0)