- 09:18Fas, küresel rekabet ortamında elektrikli otomobil endüstrisi için stratejik bir merkez haline geliyor.
- 17:48Dünyanın en zengin %10'u küresel ısınmanın üçte ikisine neden oldu: çalışma
- 15:41ABD-Çin Ticaret Görüşmeleri Uzun Bir Aradan Sonra İsviçre'de Yeniden Başlıyor
- 13:38Fas ve Endonezya, Çin Dışında Depolama Pillerinin Küresel Genişlemesine Önderlik Ediyor
- 13:00Petrol fiyatları, OPEC+'ın beklenmedik üretim artışının ardından düştü
- 10:44Trump, ABD Anayasası'nı başkan olarak desteklemesi gerekip gerekmediğini 'bilmiyorum' diyor
- 12:30Fas, Çin'den bütadien kauçuğu ithalatında dünya üçüncülüğüne yükseldi.
- 17:49Küresel piyasalardaki iyimserlik, olası bir Çin-Amerika yumuşamasının etkisiyle artıyor
- 14:30Rapor: Küresel ekonomiye en fazla katkı sağlayan ülkeler Rusya, Çin ve Hindistan.
Facebook’ta Bizi Takip Edin
Trump Döneminde Tarifeler: Korumacılığa Dönüş ve Küresel Etkisi
Amerika Birleşik Devletleri tarafından uygulanan tarifeler, hem ortak ekonomileri hem de diplomatik ilişkileri etkileyerek uluslararası ticaret üzerinde her zaman önemli bir etkiye sahip olmuştur. ABD ticaret politikası, birkaç yıldır tarife artışları, ekonomik yaptırımlar ve yerel endüstrileri yabancı rekabetten koruma yönünde güçlü bir istekle işaretlenen yeni bir yön aldı. Donald Trump'ın 2025'te başkanlığa dönmesinden bu yana, tarifeler konusu geçmişe göre daha da agresif bir politika ile ön plana çıktı.
2025'te Trump yönetimi altında, ABD, ilk döneminde ekonomik politikasının ana odak noktası olan bir dizi tarife artışını yeniden etkinleştirdi. Bu artışlar öncelikle Çin, Avrupa Birliği ve diğer ticaret ortaklarını etkiledi. Bu önlemin arkasındaki temel amaç, ABD ticaret açığını azaltmak ve yabancı rekabetten tehdit hisseden çelik, alüminyum ve otomotiv gibi yerel sanayi sektörlerini desteklemektir.
Bu tarife politikasının en dikkat çekici bölümlerinden biri, Çin ile ticaret savaşının yeniden başlamasıdır. Trump, başkanlığa döndükten sonra Pekin'e karşı cezalandırıcı önlemleri yeniden başlattı ve özellikle teknoloji ve tüketim malları sektörlerinden gelenler olmak üzere çok çeşitli Çin ürünlerine yeni tarifeler uyguladı. Çin ise buna, özellikle tarım ve teknoloji olmak üzere Amerikan ürünlerine uyguladığı tarifeleri artırarak yanıt verdi. Bu tırmanış küresel tedarik zincirlerini bozdu, tüketiciler için fiyat artışlarına neden oldu ve Amerikan şirketlerinin rekabet gücünü etkiledi.
Trump'ın tarife politikası agresifliğini korurken, daha ölçülü bir yaklaşıma doğru evrildi. Amerika Birleşik Devletleri, dünya sahnesindeki baskın konumunu yeniden iddia etmeye çalışırken, ticaret müzakerelerinde de bir miktar esneklik sağlamaya çalışıyor. Başkan, özellikle hassas endüstriyel sektörlerde yerel işleri koruma ihtiyacını vurgularken, ucuz ithalata bağımlı Amerikan şirketlerine aşırı sert etkilerden kaçınma gereğini vurguladı.
Ancak, bu tarife artışlarının uluslararası ticaret ilişkileri üzerinde de çarpıcı sonuçları oldu. Örneğin Avrupa Birliği, özellikle havacılık ve tarım sektörlerinde Amerikan ürünlerine ek tarifeler uygulayarak karşılıklı önlemler aldı. Bu gerginliklere yanıt olarak, birçok şirket ticaret stratejilerini yeniden ayarlamak ve bu korumacı önlemlerin olumsuz etkilerinden kaçınmak için tedarik zincirlerini yeniden düşünmek zorunda kaldı. Ayrıca, Brezilya ve Hindistan gibi bazı emtia üreten ülkeler, gümrük vergilerinin ihracatları üzerindeki etkisi konusunda endişelerini dile getirdiler.
ABD gümrük vergilerinin ekonomik sonuçları derin ve yaygındır. Bir yandan, şirketler gümrük vergileri nedeniyle daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalıyor ve bu da genellikle tüketiciler için daha yüksek fiyatlara yol açıyor. Öte yandan, COVID-19 salgını nedeniyle zaten kesintiye uğramış olan küresel tedarik zincirleri, bu politikalar tarafından daha da istikrarsızlaştırılıyor. Bu, bazı ülkeleri ABD gümrük vergilerinin etkilerini aşmak için yeni ticaret ortaklıkları aramaya yöneltti; özellikle Asya ve dünyanın diğer bölgelerine odaklanıldı. Örneğin Avrupa Birliği, ABD tarafından uygulanan gümrük vergilerinin etkilerini azaltmak için diğer ekonomik güçlerle ticaret anlaşmalarını derinleştirmeye çalışıyor.
2025'te Başkan Trump yönetiminde, ABD küresel ticaret politikasında merkezi bir rol oynamaya devam ediyor. Ancak, uluslararası ticaret müzakereleri, yalnızca Çin ile değil, aynı zamanda Avrupa Birliği ve Japonya gibi diğer büyük ekonomik güçlerle de artan gerginliklerle daha karmaşık hale geldi. Bundan sonra, işletmelerin stratejilerini bu yeni ticaret gerçeklerine uyarlamaları gerekecek ve uluslararası müzakerelerin, ticaret savaşının tırmanmasını önlemek ve küresel sahnede daha adil rekabeti teşvik etmek için tarifeler ve adil ticaret kuralları konularını acilen ele alması gerekecek.
Yorumlar (0)